İran’da kadınların sessiz devrimi

İran’da kadınlar için başörtüsü zorunluluğu kalktı mı kalkmadı mı? Yetkililerden gelen farklı sesler nedeniyle kafalar karışık. Doğrusu şu; İran’da başörtü zorunluluğu kalkmadı, uygulanan cezalar kalktı, ancak İranlı kadınlar başlarını çoktan açtı bile.

Gazze’de ateşkes anlaşma­sı, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Barışı ben ge­tirdim” şovları derken geçen haf­ta medya kuruluşları İran’da ses­siz ancak derinden gelen büyük bir değişim haberini atladılar: İran’da 1979’daki İslam devrimin ardın­dan getirilen ve 45 yıldır uygulanan kadınlara kapanma zorunluluğu fi­ilen kalkmış durumda. Nasıl mı?

Reformist Cumhurbaşkanı Me­sut Pezeşkiyan, iktidara geldiğin­den bu yana zorunlu başörtüsü ku­ralının uygulanmasını oldukça es­netmişti. İran’da birçok kadın; bir süredir fiili olarak başları açık ge­ziyordu zaten. Muvafıklık Konseyi üyesi milletvekili Muhammedreza Bahonar, geçen hafta “Artık İran’da yasal olarak kapanma zorunlulu­ğu yok. Kapanmayanlar da herhan­gi bir cezayla ya da yasal müeyyi­deyle karşı karşıya kalmayacak” dedi. Bunun üzerine birçok Batı­lı medya kuruluşu “İran’da başör­tüsü zorunluluğu kaldırıldı” diye yazdı. Ancak İranlı yetkililerden bu yönde resmi bir açıklama yapılma­mıştı.

İşin doğrusu şu: İran’ın Medeni Kanun’undaki 638’inci madde olan başörtüsü zorunluluğu kaldırıl­mış değil. Ancak Muhammedreza Bahonar’ın açıklamasının ardın­dan devlet yetkililerinin hiçbirin­den bir açıklama ya da yalanlama gelmemesi, İran İslam Cumhu­riyeti’nin kuruluşundan bu yana topluma getirdiği en büyük kısıt­lamalardan biri olan kadınlar için başörtüsü zorunluluğunun uygu­lanmasından 45 yıl sonra geri adım atıldığını ortaya koydu.

Kadınlara başörtüsü zorunlulu­ğu ahlak polisi tarafından kontrol edilen bir uygulamaydı. Bütün şe­hirlerde kadınların kılık kıyafetini denetlemekle görevli olan ve “İr­şad” adı verilen ahlak polisleri, ya­sağa uymayan kadınları gözaltına alıyor, tutukluyor ve zaman zaman işkence ediyordu.

İran’da on yıllardır süren başör­tüsü tartışması, 2022’de muha­fazakar kanattan gelen eski cum­hurbaşkanı Reisi döneminde kı­lık-kıyafeti İslama aykırı olduğu gerekçesiyle ahlak polisi tarafın­dan gözaltına alındıktan sonra gö­zaltında hayatını kaybeden Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardın­dan bütün ülkeye yayılan ve aylar­ca süren protesto gösterilerine dö­nüştü.

Gösteriler sırasında polisle olan çatışmalarda çok sayıda kişi tutuk­landı ya da hayatını kaybetti. An­cak her ne kadar o dönemde hü­kümet geri adım atmasa da dünya çapında bir dalga yaratan bu gös­teriler İran’daki sistemi derinden sarstı.

Son yıllarda bu yasanın uygula­nıp uygulanmadığının kontrolü trafik polislerine kadar genişletil­di. Başörtüsü takmadan araba sü­ren kadınlara önce cep telefonla­rına mesaj gönderilerek uyarı ve­riliyordu, kuralın ikinci kez ihlali durumunda da kadın sürücüler gö­zaltına alınıyordu.

Geçen Haziran ayında İran ile İsrail arasında 12 gün savaşları­nın yaşanması ve İran’ın İsrail ve ABD tarafından hedef tahtasına oturtulması, İran’daki rejim için de tehlike zillerinin çalmasına yol açtı. Böyle bir dönemde ülkede da­ha fazla protesto gösterisi ve çatlak ses çıkmasını istemeyen yönetim, yıllardır şeriat kanunlarından bu­nalan toplumun özgürlükleri adına bir şeyler yapmak zorundaydı.

İşte toplumun yarısını oluşturan kadınlara yönelik bu yumuşama sinyalleri, Tahran’ın nükleer prog­ramından dolayı ABD ve İsrail’den büyük baskı gördüğü, dolar ve altı­nın rekor seviyelere ulaştığı bir dö­nemde geldi.

Her ne kadar İranlı yetkilileri ta­rafından 638’inci maddenin kal­dırıldığına dair resmi bir açıkla­mış yapılmamış olsa da kadınlar özgürlüklerini çoktan ilan ettiler. Gerçek şu ki İran’da kadınların ba­şını artık zorla kapatamazsınız. O devir kapandı. Bundan sonra her­kes başkent Tahran başta olmak üzere tüm kentlerde başı açık ka­dınlar görmeye alışacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar