İstanbul’un eski yeraltı dünyasını keşfe çıkın
VakıfBank Kültür Yayınları, Süleyman Çapanoğlu’nun (1894- 1973) sağlığında kitap olarak yayımlanma şansı bulamadığı çalışması “Esrarengiz İstanbul” adlı eserini okurlara sundu. Şaban Bıyıklı ve Mehmet Berk Yaltırık’ın yayına hazırladığı kitap, eski İstanbul’un yeraltı dünyasını, kabadayıları, külhanbeylerini ve şehrin karanlık sokaklarını anlatıyor.

Eski İstanbul deyince aklınıza sadece Mimar Sinan’ın eserleri olan camiler, cumbalı ahşap evler ve Arnavut kaldırımlı sokaklar geliyorsa çok yanılıyorsunuz demektir. Bambaşka bir İstanbul’a ve onun bilinmeyen tarafına dair pek çok şeyle tanışmaya hazır mısınız? 20'nci yüzyıl Türk basınının önde gelen isimlerinden Münir Süleyman Çapanoğlu’nun (1894-1973) İstanbul’un yeraltı dünyasını, kabadayıları, külhanbeylerini ve şehrin karanlık sokaklarını anlattığı eseri, ilk kez okurla buluşuyor.
Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından yayınlanan, Şaban Bıyıklı ve Mehmet Berk Yaltırık’ın yayına hazırladığı kitap, Sultan II. Abdülhamid döneminden (1876-1909) başlayarak Meşrutiyet’e ve 1920’lere uzanan İstanbul’un binbir âlemini okuyucuya sunuyor.
İstanbul’un gizli kalmış tarafını ayrıntılı bir şekilde ele alan “Esrarengiz İstanbul” kitabı, şu soruların yanıtlarını meraklısına sunuyor:

● İsim isim, semt semt kabadayılar neredeydi?
● İstanbul’un eski yeraltı dünyasındaki kabadayıların argoları, jargonları, raconları neydi?
● Hayatlarında eğlencenin mühim bir yer tuttuğu külhanbeyleri nerelerde eğlenirlerdi?
Kısacası bu kitapta sizleri, 100- 120 yıl evvelki İstanbul’un esrarengiz binbir âlemine ve çehresine götürüyor…

Söz dinlemeyenlerin ağzına birer tokat atarlardı
Kitaptan: “İcabında kavgacıları ayırırlar, kanlı bıçaklı düşmanları barıştırırlar, racon keserler, söz dinlemeyenlerin ağızlarına birer tokat atıverirlerdi. Esnaf arasında sözleri çok geçerdi. Dik ve çevik adamlardı. Eskiden kalma bir itiyatla [alışkanlıkla], hâlâ sol omuz inik, sağ omuz kalkık yürürler, afili afili konuşurlardı. Feslerini, yine eski tertip eğri, kaş üstüne kadar eğik giyerlerdi. Bu külhanbeylere, kabadayılara mahsus giyiş tavrı idi.”

Çapanoğlu kimdir
Münir Süleyman Çapanoğlu, 1894 yılında İstanbul’da bir konakta dünyaya geldi. Çapanoğlu, eğitim hayatına gayrıresmi olarak Beyazıt Camii’nde başladı. Lise eğitimini, bir süre Üsküdar İdadisi’ne devam ettikten sonra, Hadîka-i Meşveret İdadisi’nden mezun olarak tamamladı.
Daha sonra Şâir Mehmed Celâl’den edebiyat, Şehbenderzâde Ahmed Hilmi’den felsefe ve İslâm tarihi hakkında özel dersler aldı. Liseden sonra İstanbul Dârülfünûnu Edebiyat Fakültesi’ne girdi. İkinci sınıftayken I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle askere alındığından eğitimine ara vermek zorunda kaldı. Askerlik görevini Trabzon’da yapıp döndükten sonra eğitimine devam etmedi.
Çapanoğlu, babasının yakın dostu ve evlerinin daimi misafiri olan Ahmet Rasim’in etkisiyle çocuk yaşta gazeteciliğe merak sardı. Gazeteciliğe adım atınca da meslekteki üstadı ve piri olarak kabul ettiği Ahmet Rasim’in izinden gitti. Onun gibi çok yazan ve birçok sahada kalem oynatabilen bir gazeteci oldu. Çapanoğlu, eskilerin “velut” kelimesiyle nitelendirdikleri türden üretken, aynı zamanda hikâye ve romandan tarihe, mizahtan ilmî konulara dek birçok alanda yazabilen çok yönlü bir kalemdi. 60 yıla yakın meslek hayatında 50’den fazla müstear ad kullandı, 100’den fazla gazete ve dergide binlerce yazısı yayımlandı. 20. yüzyıl Türk basın tarihinin önde gelen isimlerinden olan Çapanoğlu, 1 Temmuz 1973 Pazar günü İstanbul’da vefat etti.
Yayınevi:
VakıfBank Kültür Yayınları
Kitabın adı:
Esrarengiz İstanbul
Yazar:
Münir Süleyman Çapanoğlu
Yayına Hazırlayan:
Şaban Bıyıklı & Mehmet Berk Yaltırık
Sayfa sayısı:
400