Kamu maliyesinde ilk dört ay zorlu geçti
Parasal sıkılaştırma uygulaması iki yıla yaklaşırken, iç ve dış şoklarla ulusal ve küresel ekonomide kırılganlığın olağanüstü arttığı bu yılın ilk dört ayında kamuda mali dengeler rasyonel zeminden daha da uzaklaştı. Bütçe açıklarının hızla büyümeye devam ettiği ocak-nisan döneminde, Hazine’nin açık finansmanına yönelik borçlanma maratonu da adeta baş döndürdü.
Merkezi yönetimin bütçe nakit açığının 1 trilyonu aştığı dört aylık dönemde gidilen yeni borçlanma 1,2 trilyon TL ile adeta rekor kırdı. Kamunun hızla büyüyen borçlanma ihtiyacı dolayısıyla kaynakları emmesi ile özel kesimin piyasadan dışlanması anlamına gelen “crowding out etkisi” kendini hissettirdi. Merkezi yönetimin toplam borç stoku nisan sonu itibarıyla 10,8 trilyon lira ile tarihi zirveye ulaştı.
Dört aylık nakit açığı 1,1 trilyon
Merkezi yönetim bütçesinin ocak-nisan döneminde 885,5 milyar lira yüksek tutarda açık vermesi dikkatleri bu yöne çevirirken, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı bu dönemdeki Hazine nakit açığı ve bunun finansmanı için gidilen borçlanmaya ilişkin veriler, daha da çarpıcı bir tablo ortaya koydu. Buna göre bütçe emaneti ve avanslar kalemlerindeki toplamda eksi (-) 189,4 milyar liralık hareketle birlikte merkezi yönetim bütçesinin bu dönemdeki nakit açığı 1 trilyon 74,9 milyar liraya ulaştı. Dört aylık dönemlere göre bütçe açığı yüzde 28,1 artarken, nakit açığındaki büyüme yüzde 46,1’i buldu.
1,2 trilyon liralık yeni borçlanma
Hazine ilk dört aydaki nakit açığının finansmanının 300 milyar lira dolayındaki kısmını kasa-banka mevcudu kullanarak karşılarken, kalan kısım için yüklü miktarda borçlanmaya gitti. Dört ayda 404,2 milyar liralık iç ve dış borç anapara geri ödemesi gerçekleştiren Hazine toplam 1 trilyon 179 milyar liralık yeni borçlanmaya giderek net bazda 774,8 milyar liralık borçlanma gerçekleştirdi.
Hazine dört aylık dış borçlanmada itfasından daha az tutarda yeni borç alabildiği için 119 milyar lira ile “net ödeyici” olurken, iç borçlarda ise anapara geri ödemelerinin 6 katı daha fazla yeni borç alarak 900 milyar liraya yakın net borçlanma gerçekleştirdi. Bunun da tamamına yakını TL cinsi tahvil ihracı yoluyla gerçekleşti.
“Sürdürülebilir” bütçe açığı 715 milyar TL
Kamu kesimi mali dengelerine ilişkin literatürde yer alan bütçe dengesi, faiz dışı denge, hazine nakit dengesi gibi kavramların yanı sıra duayen Ekonomist Mahfi Eğilmez’in literatüre kazandırdığı “sürdürülebilir bütçe dengesi” de bulunuyor.
Eğilmez’in, özelleştirme, 2B, mali af gibi bir defaya özgü gelirleri dışarıda tutarak yalnızca vergi gelirlerini baz aldığı bu kavrama göre sürdürülebilir bütçe dengesi, bütçe vergi gelirleri ile bütçe faiz dışı giderlerinin farkını ifade ediyor. Kavramın, faiz dışı dengeden farkı, hesaplamaya alınan gelirlerde ortaya çıkıyor. Faiz dışı denge hesabında toplam bütçe gelirleri hesaplamaya katılırken, sürdürülebilir bütçe dengesi kavramında yalnızca vergi gelirleri esas alınıyor.
Buna göre ocak-nisan döneminde 3 trilyon 364,2 milyar lira olan toplam bütçe gelirleri ile 3 milyar 525,1 milyar liraya ulaşan faiz dışı bütçe giderlerinin farkına göre “faiz dışı bütçe dengesi” 160,2 milyar lira olurken; 2 trilyon 810,1 milyar lira olan vergi gelirleri ile faiz dışı bütçe giderlerinin farkına göre sürdürülebilir bütçe dengesi ise 715 milyar lira açık verdi. Açık geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 küçüldü.
Son bir yılda 2,3 trilyon liralık net borçlanma
Nisan sonu itibarıyla son bir yılda merkezi yönetim bütçesi nakit açığı 2 trilyon 331 milyar liraya ulaştı. Söz konusu açığın 2 trilyon 67,8 milyar liralık bölümü iç ve dış borçlanma ile 263,2 milyarı ise kasa bakiyesi kullanılarak finanse edildi. Son bir yılda iç ve dış borçlarda 948,7 milyar liralık anapara ödemesi gerçekleştiren Hazine’nin her iki alanda toplam yeni borçlanması 3 trilyon lirayı aştı.
Hazine bu dönemde dış borçlarda ödediğinden daha az kullanım gerçekleştirerek 82,6 milyar lira ile net ödeyici olurken, iç borçlarda itfasının çok üzerindeki yeni kullanım dolayısıyla 2 trilyon 150,4 milyar liralık net borçlanma gerçekleştirdi. Hazine’nin son bir yılda iç ve dış borçlar için toplam faiz ödemesi de 1 trilyon 630,6 milyar liraya ulaştı.
Borç stokunda yeni rekor kırıldı
Merkezi yönetimin toplam iç ve dış borç stoku, ocak-nisan döneminde net 1 trilyon 493 milyar lira artarak 10 trilyon 750,5 milyar liraya ulaştı. Bunun 6 trilyon 96,3 milyarını iç, 4 trilyon 654,1 milyar lirasını ise dış borç stoku oluşturuyor. İlk dört ayda iç borçlar net 1 trilyon 136,4 milyar, dış borçlar 356,6 milyar lira arttı.
İç borç stokunun 4 trilyon 892 milyar liralık bölümünü TL borçlanma, 1 trilyon 204,3 milyar liralık bölümünü ise dövize dayalı borçlanma kaynaklı stok oluşturuyor. Dövize dayalı iç borç ile dış borçların toplamından oluşan toplam 5 trilyon 858,5 milyar liralık döviz borçlanması, toplam borç stokunun yüzde 54,5 oluşturuyor ve bu da kamu borç stokunun yapısında yüksek oranda “dolarizasyon” anlamına geliyor.
İç borç çevirme oranı %142
Hazine, ocak-nisan döneminde iç ve dış borç faizlerinin yanı sıra iskonto ve kısa vadeli nakit işlemlere ait faiz giderleri, türev ürün giderleri ve kira sertifikası giderlerini de kapsayan toplam 725 milyar liralık faiz ödemesi gerçekleştirdi. Faizde dört aylık ödeme geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 98,8 artış kaydetti.Hazine’nin dört aydaki faiz ödemelerinin 583,5 milyar liralık bölümünü iç borçlara ait kısım oluşturdu. Bu dönemdeki 174,1 milyar liralık anapara ile birlikte toplam iç borç servisi 757,5 milyar liraya ulaştı.
Dört aylık itfalarda iç borçlara ödenen faizin, anapara ödemesinin 6,2 katı olduğu dikkati çekti. Hazine’nin hesapladığı yöntemle; bu dönemdeki toplam 1 trilyon 73,5 milyar liralık yeni iç borçlanmanın, toplam iç borç servisine bölünmesi ile bulunan “iç borç çevirme” oranı yüzde 141,7 olarak gerçekleşti.
Geçen yılın aynı döneminde anapara ve faiz toplamında iç borç servisi 673,4 milyar, toplam yeni iç borçlanma 665,3 milyar ve toplam iç borç çevirme oranı, nisandaki düşük düzeyin etkisiyle yüzde 98,8 olmuştu. İlk dört aylık dönemlere göre iç borçlarda anapara ödemeleri yüzde 59 azalırken, faiz ödemeleri yüzde 135 ve böylece toplam iç borç servisi yüzde 12,5 artarken, yeni iç borçlanma tutarındaki artış yüzde 61,4’e ulaştı.


