Kapıdaki tehlike: Aşırı sağ

Fikret AYDEMİR
Fikret AYDEMİR fikret.aydemir@dunya.com

Avrupa Birliği’nin son günlerde en sıcak gündemi “seçim işleri.” Avrupa’nın 27 ülkesinde önümüzdeki 6 ila 9 Haziran tarihlerinde 400 milyon insan, Avrupa Parlamentosu’nda 5 yıl boyunca görev yapacak 720 milletvekilini seçecek. Yapılan bütün kamuoyu yoklamaları aşırı sağ partilerin yükselişini ortaya koyuyor…

Özellikle AB’nin kurucu ülkeleri Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya’da aşırı sağcı partiler gün geçtikçe oylarını arttırıyor. İpsos araştırma şirketi tarafından “Euronews” için 27 üye ülkede 26 bin kişi ile gerçekleştirdiği geniş kapsamlı anketin sonucu, “Avrupa’da aşırı sağın yükselişi”ni rakamsal verilerle ortaya koydu.

Euronews'in anketine göre, 6 kurucu ülkeden Avrupa Parlamentosu'na gidecek aşırı sağ partilere bağlı milletvekili sayısı 135’ten 153’e yükselecek. İpsos Araştırma Direktörü Mathieu Gallard, “AP’de iki aşırı sağ grup ilk kez parlamentonun 5’te 1’den fazlasını, yani sandalyelerin yüzde 22’sini oluşturacak. Bu oran 2019’ seçimlerinde yüzde 18 ve 20 yıl önce ise yüzde 10’un altındaydı” açıklamasıyla, aşırı sağın yükselişine dikkat çekti.

Avrupa Parlamentosu’ndaki aşırı sağcı parlamento grubu “Kimlik ve Demokrasi Partisi”ne (ID) bağlı üç parti Fransa, Hollanda ve Belçika’da anketlerde önde gözüküyor. İtalya’daki aşırı sağcı “İtalya’nın Kardeşleri Partisi”nin şimdiye kadarki en iyi seçim performansını göstermesi ve milletvekili sayısını 7’den 23’e çıkarması öngörülüyor. Merkez sağ “Avrupa Halk Partisi”nin (EPP), Almanya ve Lüksemburg’da ilk sırada gözüküyor ankette. AP seçimlerinin en büyük kaybedenlerinin Yeşiller Grubu ve Liberaller’in olması bekleniyor.

AP’de milletvekili sayısı 705’ten 720’ye çıkmasına rağmen, Yeşiller Grubu ve Liberaller’in 17’şer milletvekili kaybedecek olmaları nedeniyle “seçimlerin kaybedenleri” olarak göze çarpıyor.  Yeşiller Grubu’nun milletvekili sayısı 72’den 55’e, Liberaller’in ise 102’den 85’e düşmesi bekleniyor. AP’nin en büyük siyasi grubu muhafazakârlar “Avrupa Halk Partisi” milletvekili 178’den 177’ye ve ikinci büyük grup Sosyal Demokratlar ise 140 milletvekilinden 136 milletvekiline düşecek.

AP’deki aşırı sağcı grup “Kimlik ve Demokrasi Grubu” sandalye sayısını 59’dan 81’e, muhafazakâr/reformistler 68’den 76’ya, Avrupa karşıtı partilerin oluşturduğu “bağımsızlar” ise 49’dan 68’e ve radikal sol milletvekili sayısını 37’den 42’ye yükselecek.

En büyük sorun: “Göç”

 AB’deki en kapsamlı kamuoyu yoklamasında ülke vatandaşlarının bir numaralı sorunun “göç” olduğunu ortaya koydu. Ankete katılanların Fransa’da yüzde 62’si, Almanya’da yüzde 53’ü, Hollanda’da yüzde 50’si, İtalya’da yüzde 49’u ve Belçika’da yüzde 48’i “AB’nin göç politikasının hayatlarını olumsuz yönde etkilediği” görüşüne sahip. Hollandalıların yüzde 70’i, Almanların yüzde 65’i, Belçikalıların yüzde 62’si, Fransızların yüzde 59’u ve İtalyanların yüzde 54’ü “yasadışı göçle mücadelenin öncelikli olması gerektiği” yönünde görüş bildirdi.

AB-Türkiye ilişikleri tehlikede

 İpsos’un anketine katılan 26 bin kişiden 10 bininin AB’nin kurucu ülkeleri Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya’da olması nedeniyle düşündürücü olarak algılandı. “AB’nin lokomotif ” ülkeleri olarak da kabul edilen bu 6 ülkede aşırı sağcı partilerin yükselmesi AB-Türkiye ilişkilerini de olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Almanya Cumhurbaşkanı, 10 yıl aradan sonra, nisan sonu Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunacak. Frank-Walter Steinmeier’in Türkiye ziyaretinin, Türkiye’nin 31 Mart Yerel Seçimleri sonrasında, ama 9 Haziran Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde gerçekleşmesi, Almanya’da yaşayan 3.5 milyon Türk’e yönelik manevra olarak da değerlendirildi.

Angela Merkel koalisyon hükümetinde 2013-2017 yılları arasında Almanya dışişleri bakanlığı görevini yürüten Sosyal Demokrat Parti’li (SPD) Steinmeier’in AP seçimlerinde Türk kökenli seçmenlere “sıcak mesaj vermek istedi”ği konuşuluyor. AB’nin kurucu ve lokomotif ülkelerinde aşırı sağcı partilerin yükselmesi zaten “durma noktası”na gelen AB-Türkiye ilişkilerini “tamamen durma tehlikesi”ni getirecek olması hem siyasileri hem de iş dünyasını endişelendiriyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar