Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi

Küresel finansal mimaride kre­di derecelendirme kuruluş­ları (Moody’s, Standard & Poor’s, Fitch) “güvenin tercümanları” olarak konumlandırılır. Devlet­lerin ve şirketlerin kredi riskle­rini notlandırarak yatırımcıların kararlarında önemli bir rehber­lik sunarlar.

Ancak bu rehberliğin ne kadar tarafsız ve tutarlı olduğu, 2008 krizinden bu yana ciddi bi­çimde tartışma konusu olmuştur.

Teorik olarak ne yapıyorlar?

Kredi notları, borçluların geri ödeme kabiliyetine dair bir “gö­rüş” sunar. Bu görüş, tahvil faizle­rinden dış yatırımcı davranışları­na, bankaların sermaye yeterlili­ği hesaplamalarından devletlerin borçlanma maliyetlerine kadar geniş bir etki alanına sahiptir.

Ancak burada dikkat çekici bir çelişki doğar: Bu kurumlar her­hangi bir yasal yükümlülük üst­lenmeden devasa finansal kararla­rı şekillendirebilirler. Verdikleri notlar “görüş” olarak tanımlansa da, piyasalar onları “kesin karar” gibi yorumlamaktadır.

Eleştirel noktalar

1. Çıkar çatışması

Kredi notu talebi çoğu zaman not verilen kurumun kendisinden gelir (issuer-pays model). Yani şirket ya da devlet, not alabilmek için derecelendirme kuruluşuna ödeme yapar. Bu sistem, bağımsız­lık ve tarafsızlık ilkelerine aykırı bir finansal ilişki yaratır.

2. 2008 krizi ve yanıltıcı notlar

ABD’deki mortgage krizi öncesi AAA notu verilen menkul kıymet­lerin büyük bölümü birkaç ay için­de çöp statüsüne düşmüştür. Yük­sek riskli mortgage ürünlerine en yüksek kredi notunu veren bu ku­ruluşlar, trilyon dolarlık bir küre­sel kriz zincirinin ilk hal­kasını oluşturmuştur.

3.Geç ve sürüklenen tepkiler

Çok sayıda örnek­te (örneğin Yunanistan borç krizi, Arjantin ifla­sı) derecelendirme kuru­luşlarının ekonomik çö­küşler yaşandıktan sonra not düşürme yoluna git­tiği görülür. Yani piyasa­ların zaten fiyatladığı bir risk an­cak «olduktan sonra» notlara yan­sıtılmaktadır.

4.Siyasi baskı ve jeopolitik yönelimler

Özellikle gelişmekte olan ülke­ler, notların Batı merkezli çıkar­ları yansıttığını düşünmektedir. Türkiye, Rusya, Brezilya gibi ül­kelerde bu kuruluşlara karşı “çifte standart” uyguladıkları gerekçe­siyle eleştiriler artmıştır. Örneğin kamu borcu/GSYH oranı gelişmiş ülkelerde daha yüksek olmasına rağmen notlar daha yüksektir.

Alternatif yaklaşımlar ve reform ihtiyacı

-Çoklu derecelendirme modeli: Tek bir kuruluş yeri­ne bağımsız akademik veya ka­mu temelli derecelendirme al­ternatiflerinin de bulunması öne­rilmektedir.

-Şeffaflık ve algoritmik mo­delleme: Karar mekanizmaları­nın açık algoritmalarla desteklen­mesi, notların öznelliğini azalta­bilir.

-Yasal sorumluluk: Notların yatırımcıyı yönlendirme gücüne rağmen hiçbir hukuki sorumluluk doğurmaması, düzenlenmesi ge­reken büyük bir boşluktur.

Güvenin inşası mı, riskin görünmezliği mi?

Kredi derecelendirme kuruluş­ları, kapitalist sistemin en güç­lü görünmeyen ellerinden biridir. Ancak bu “el”, çoğu zaman geç kal­makta ya da yönünü şaşırmakta­dır. Finansal sistemin adaleti ve şeffaflığı açısından bu kurumların hem işlevsel hem de etik olarak yeniden yapılandırılması artık bir ihtiyaç değil, zorunluluktur.

1.Kredi derecelendirme not­larının ülke ekonomisine etki­leri

1.1 Kredi derecelendirme sis­teminin temelleri

Kredi derecelendirme kuruluş­ları (S&P, Moody’s, Fitch) ülke­lerin ve şirketlerin borç ödeme kapasitelerine dair not verir. Bu notlar yatırımcı güveni, sermaye akışı ve faiz oranları üzerinde doğ­rudan etkili olur. Yaygın puanlama sistemleri şunlardır:

 Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi - Resim : 1

1.2 Notların ekonomik göster­gelerle ilişkisi

Bir ülkenin kredi notu, yatırım­cı risk algısını ve ülkeye giriş ya­pan sermaye miktarını etkiler. Aşağıda seçili ülkelerin kredi not­ları ile risk primleri (CDS) ve 10 yıllık tahvil faizleri görülmektedir (Temmuz 2025):

Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi - Resim : 2Türkiye gibi düşük kredi notu­na sahip ülkelerde hem CDS primi hem de faiz oranları yüksektir. Bu durum kamu borçlanma maliyet­lerini ve yatırım ortamını olum­suz etkiler.

1.3 Kredi notu değişiklikleri­nin etkileri: Türkiye örneği

Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi - Resim : 3Not düşüşü, kur artışı ve risk primindeki yükselme ile eş za­manlıdır. Bu, ülkenin dış borçlan­ma maliyetini artırır ve yabancı yatırımı azaltır.

1.4 Notların makroekonomik sonuçları

-Kamu borçlanma maliye­ti: Türkiye›nin %43 seviyesinde­ki politika faizine rağmen Euro­bond faizleri hâlâ çift hanededir. Kredi notunun düşük olması bu maliyetin yüksek kalmasına ne­den olur.

-Sermaye girişleri: Kredi no­tu düşen ülkelerde portföy yatı­rımları azalır. 2024’te Türkiye’ye net portföy girişi sadece 1,2 mil­yar $ oldu.

-Büyüme üzerindeki etki: Yüksek borçlanma faizi, özel sek­tör yatırımlarını kısıtlayarak po­tansiyel büyümeyi azaltır.

2.Şirketler açısından kredi notunun etkileri ve stratejik sonuçlar

2.1 Şirket reytingleri nasıl belirlenir?

Kredi notları sadece ülkelere değil şirketlere de verilir. Kurum­sal kredi notları şirketin:

-Finansal tabloları

-Borç ödeme geçmişi

-Nakit akışı

Sektörel riskleri gibi kriterlere göre belirlenir.

Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi - Resim : 4Şirketlerin notu ülke notunun üstüne çıkamaz; ancak mali sağ­lamlıkları sayesinde göreli avantaj sağlayabilirler.

2.3 Kredi notunun şirket faali­yetlerine etkileri

-Borçlanma maliyeti: Düşük kredi notuna sahip şirketler için yurtdışı borçlanma faizleri 3-5 pu­an daha yüksektir.

-İhracat finansmanı: Exim­bank kredilerinde düşük reytingli firmalara sınırlama uygulanabilir.

-Yatırımcı ilgisi: Borsa İstan­bul’daki yatırım fonları ve yabancı portföy yatırımcıları yalnızca yatı­rım yapılabilir seviyedeki reytingli firmalara yatırım yapar.

2.4 İSO 500 şirketlerinde rey­tingin rolü

İSO 500 verilerine göre 2024’te yurtdışından borçlanan ilk 50 şir­ketin %82’si kredi notu derecelen­dirme sürecine girmiştir.

Kredi derecelendirmenin (rating) ekonomi ve şirketler üzerindeki etkisi - Resim : 5

Derecelendirme sürecine gi­ren firmalar, krediye daha düşük maliyetle erişmiş, yatırım için daha avantajlı konumlanmıştır.

2.5 Şirketler için stratejik öneriler

-Reyting sürecine giriş: Fi­nansal disiplinin kurumsallaş­ması ve borç yapılandırmaları yoluyla kredi notunu iyileştirme hedeflenmeli.

-Şeffaflık: Bağımsız denetim ve düzenli yatırımcı raporlama­ları reyting artışında kilit faktör­dür.

-Alternatif finansman: Dü­şük reytingli firmalar için lea­sing, factoring ve devlet destekli krediler (KOSGEB, Eximbank) daha güvenli bir kaynak olabilir.

Genel  değerlendirme

-Moody’s’in Türkiye için not görünümünü pozitif olarak ko­ruması, beklentiler ve yatırım­cı algısı açısından olumlu sinyal oluşturuyor. Fitch not değişikli­ği yapmasa da görünüm sabit bı­raktı.

-Türkiye’nin enflasyondaki düşüş trendi (%75 -%35), eko­nomik düzenlemeler ve merkez bankası politikaları ile birlikte kredi riskine dair olumlu ipuçla­rı sunmaktadır.

-Şirket seviyesinde, uluslara­rası derecelendirme notlarının sabitlenmesi ve bazılarında yük­seliş, finansmana erişim açısın­dan avantaj yaratmaktadır.

-Sürdürülebilir not iyileşme­si için mali disiplin, şeffaf yöne­tişim ve yapısal reformlar kritik önem taşımaya devam ediyor.

Son sözler: “Saygı, yaşamdan daha uzun sürer” Carl Jung

“Bir yerde küçük insanla­rın büyük gölgeleri varsa, o yer­de güneş batıyor demektir” Konfüçyüs

Yazara Ait Diğer Yazılar