Kripto piyasalarında risk iştahı yeniden canlanıyor

Geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda ya­kından takip edilen en önemli başlık ABD’den gelen enflasyon verileri idi. Çarşam­ba günü açıklanan üretici fiyat endeksi (ÜFE) beklentilerin altında kaldı. Bu durumu piya­salar olumlu bir sürpriz olarak değerlendirdi. Hemen ertesi gün yıllık tüketici enflasyonu (TÜFE) yüzde 2,9 seviyesinde geldi ve piyasa beklentilerini karşıladı. Enflasyonun beklen­tiler doğrultusunda ilerlemesi yatırımcıları yeniden riskli varlıklara yöneltti. Cuma günü kripto para piyasasının toplam değeri 4 tril­yon doların üzerine çıkarken, Bitcoin de 115 bin dolar seviyesini aşmayı başardı.

Bitcoin hazine şirketleri ile ilgili belirsizlik

Bu gelişmelere rağmen Bitcoin’deki ka­zanç sınırlı kaldı diyebilirim. Bunun nedeni, kurumsal yatırımcıların Bitcoin hazineleri­nin uzun vadeli uygulanabilirliği konusun­daki tereddütleri. Bu bağlamda öne çıkan ge­lişme, dünyanın en büyük kurumsal Bitcoin yatırımcısı konumundaki Strategy’nin S&P 500 endeksine dahil edilme başvurusunun reddedilmesi oldu. JPMorgan analistleri, bu kararın komitenin “Bitcoin odaklı şirketle­ri endekse kabul etme noktasında temkinli davrandığının açık bir göstergesi” olduğunu belirtti. Bu örnek, kurumsal kripto yatırım­larının geldiği noktayı göstermesi açısından dikkat çekici. Strategy’nin bilançosuna ek­lediği Bitcoin ile değerlemesinde önemli bir sıçrama oldu. Bu artış, şirketi yalnızca tek­noloji hisseleri arasında öne çıkarmakla kal­madı, Nasdaq 100 ve Russell 1000 gibi büyük endekslere dahil edilmesine de kapı araladı. 12 Eylül itibariyle bilançolarında Bitcoin bu­lunduran şirket sayısı ise 160’a ulaştı ve top­lam değer 170 milyar dolar oldu.

Ethereum’un yükselen konumu

Ethereum’da ise dikkat çekici bir tablo olu­şuyor. 12 Eylül itibariyle 72 şirket, toplamda 4,9 milyon ETH’yi bilançolarına eklemiş du­rumda. Bu rakamın bugünkü değeri yaklaşık 22 milyar dolar. Kurumsal şirketlerin bilançola­rında Ethereum’a daha fazla yer açması, bu var­lığın yalnızca teknoloji odaklı şirketlerin değil, farklı sektörlerden kurumların da ilgisini çek­tiğini gösteriyor. Aynı eğilim ETF piyasasın­da da görülüyor. Ethereum ETF’lerinin toplam büyüklüğü 28,5 milyar dolara ulaştı ve bu ra­kam, yatırımcıların portföy çeşitlendirme stra­tejilerinde Ethereum’un giderek daha güçlü bir yer edindiğini ortaya koyuyor.

Altcoin’lere ilgi artıyor

Son dönemde kurumsal yatırımcıların Sola­na, Dogecoin ve zaman zaman Ripple gibi alt­coin’lere yönelik ilgisi belirgin biçimde arttı. Bunun arkasında, SEC’in bu varlıklara ilişkin ETF onayı verebileceği beklentileri yatıyor. Böyle bir karar, piyasayı geniş katılımlı fon gi­rişleriyle daha da derinleştirebilir.

Fiyatların geleceğinde Fed etkisi

Bu gelişmeler bize şunu gösteriyor. Kripto para piyasaları artık yalnızca belirli bir grupta­ki bireysel yatırımcıların değil, daha geniş katı­lımla yeni bireysel ve kurumsal yatırımcıların stratejilerinde belirleyici bir unsur haline gel­di. Piyasa değeri tekrar 4 trilyon doların üzeri­ne çıkarken, bu yükselişin kalıcılığı makroeko­nomik gelişmelere, düzenleyici adımlara ve ku­rumsal portföy tercihlerine bağlı olacak.

Önümüzdeki dönemde Fed’in faiz politika­ları, küresel enflasyon görünümü ve jeopoli­tik riskler piyasalar açısından yön tayin edici olmaya devam edecek. ABD’de açıklanan enf­lasyon verileri beklentilerle uyumlu gelse de halen hedef seviyenin üzerinde seyretmesi ve gümrük tarifelerinin fiyatlara yansıması ile il­gili belirsizlikler risk unsuru olmaya devam ediyor. Buna karşın piyasalarda, yıl sonuna ka­dar Fed’in toplamda 75 baz puan faiz indiri­mi yapacağına yönelik güçlü bir beklenti var. 17 Eylül’de açıklanacak faiz kararı bu anlam­da kritik olacak. Eğer beklenen faiz indirimi gerçekleşirse, risk iştahının daha da artması ve bu olumlu havanın kripto para piyasalarına yansıması olası. Ancak aksi bir senaryoda, ya­ni Fed’in indirime gitmemesi halinde, kısa va­dede dalgalanmaların artması ve piyasalarda bir düzeltme görülmesi kaçınılmaz.

Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda kripto varlıkların seyrini yalnızca teknik seviyeler de­ğil, makroekonomik gelişmeler ve küresel risk iştahı belirleyecek. Kısa vadeli dalgalanmalar kaçınılmaz olsa da kurumsal ilginin artışı bu piyasanın artık göz ardı edilemeyecek kadar derinleştiğini net biçimde ortaya koyuyor.

Kısaca bu nedenle piyasadan uzak durmak ve dünyadaki gelişmeleri göz ardı etmek, önemli fırsatların kaçırılmasına neden olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar