Kutudan çıkan palyaço
ABD ile Çin arasındaki istihbarat savaşı ki biz onu ticaret savaşı olarak biliyoruz; inceden inceden yeniden ateşlenmeye başladı. Burada iki ana cephe ve her ikisinin de farklı ana stratejileri var. Trump cephesi, dikkat edin ABD cephesi değil, eskiden beri olduğu üzere bütün uluslararası siyaset kurallarından ve adabından uzak bir şekilde daima karşı tarafı suçlayacak bir dille saldırmaya devam ediyor.
Bu, eskiden de böyleydi. Ama Çin cephesinde belirgin bir farklılık var; önceki Trump döneminde sadece nötr kalarak tarafları, dünyayı aklı selim davranmaya davet ediyordu. Bu sefer Trump’ın taleplerinin durumunu anladıkları için daha hazırlıklılar ve Trump neyi ne kadar isterse onu ya o kadar ya da daha fazla istediklerini söylüyorlar. Yani bir anlamda yeni terimiyle mütekabiliyete göre davranıyorlar. Onlar da biliyor karlı tarafın da, kendilerinin de sözde isteklerinin gerçekleşemeyeceğini. Ama işte bazen karşı tarafların zorbalıklarına karşılık vermek için onların dilinden konuşmak gerek.
Xi’ye gönderme yollu davet
Çin’i destekliyor değilim. Birini diğerinin önünde tutmam kendi nazarımda ama burada saçma isteklerle ortalığı karıştıran Trump tarafı olduğu için onu daha çok eleştiriyorum.
Gelinen noktada, tam da geçen hafta Trump’ın ekibinin Xİ’yi yarım ağız görüşmeye davet etmesinin ardından – ki bunu şöyle düşünmek bence en doğrusu; Trump, Xi’yi ‘’ gel bu işi tatlıya bağlayalım, sen de sıkıştın ben de, ben daha çok sıkıştım, bir de bu mahkeme işi çıktı’’ dememek için ekipten önemli şahsiyetler iki liderin bir araya gelmesi ile sorunlar çözülecektir diyerek gönderme yoluyla bir davet oluşturdular.
Bir yandan tribüne karşı mahcup olmadan bunu yapmak için yan yollardan gidersen, ama bu sırada da yine tribüne karşı yiğitlik göstermek masaya davet ettiğin adamı kötülersen o adam masaya gelir mi?
Hatırlarsanız daha önceki yazılarımda ‘’barışa giden yol uzun, tümsekler, çukurlar olacak, teker de patlayacak’’ demiştim. Şimdi teker biraz patladı ve süreçler uzayacak, taraflar zaten birbirlerine güvenmiyordu, güvenmemeye devam edecek. Bu koşullarda oluşacak göstermelik bir barış bile çok yakın durmuyor.
Gündemin böyle hızlı değişmesi bana sosyal medyada gördüğümüz şu videoları hatırlattı, hani küçük çocuk vardır, hediye verirler, bir anda içinde palyaço başı fırlar ve bir yay üzerinde oynar. Zavallı çocukcağız tabi korkudan ödü patladığı için çığlık çığlığa ağlar… Neyse ki henüz bizi ağlatacak bir durum olmadı ama gündemin değişimi o kadar hızlı ki, önümüzdeki kutudan ne zaman ne çıkacağı hiç belli değil.
Aslına bakarsanız macera aramayanlar için yurt içi piyasa en iyisi. Neden mi? çünkü bu faiz seviyelerinde, iç siyasetin bu kadar karışıksız ve keyfi olması gibi durumlar nedeniyle paranın gideceği tek adres var; TL mevduat. Heyecan yok, filmin başı sonundan belli (inşallah bellidir ve bunu da belirsizliğe sürükleyecek kaotik bir durum değişikliği olmaz). Mevcut durumda BIST’in yükseleceğini düşünmek ne kadar doğrudur acaba? İnsanlar yüksek faizden dolayı bir tur daha 2 günlük hafta sonunda faiz alabilmek için valörü öncesinde hisse satıp, faizde yatıp yeniden hisseye giriyorlar. O sırada zaten hisse genelde aşağı gelmiş oluyor çünkü herkes bunu yapıyor.
Bu yüzden yurt dışı piyasalarda her an oyunun kuralını biraz da olsan çarpıtan durumlardansa, en azından bir yere gitmeyeceğinden emin olduğumuz yurt içi piyasa candır, can!!
Hisse bazında çıkıyor
Tabi ki kinaye yapıyorum. Beni tanıyanlar anlamışlardır zaten ama bilmeyenler olabilir. Şeffaf olmayan her şeye karşıyım, şeffaf olmayan piyasalara, kanunlara, kanunu koyanlara uzak olayım. Zaten o yüzden senelerdir yurt dışı piyasalarda çalışıyorum. Çünkü orada birinden duyarak, birinin yancısı olarak ama ne yaptığını bilmeden yani aslında manipülasyona karışarak değil, bilginle, tecrübenle, dikkatinle, adil bir şekilde para kazanma imkânın oluyor. Orada palyaço örneğin hisse bazında çıkıyor, beklediğinden çok farklı bir bilanço açıklayabiliyor. Ama mesela bir petrolde palyaço çıkmaz, çıkartamazsın. Eksiye geçtiğinde bile sektördekiler bunun olacağını biliyorlardı hatta ilgili sermaye piyasası otoritesi kurumlara sistemlerini negatife fiyatla çalışmaya ayarlamalarını günler önceden söylemişti.
Allah bizi palyaçolardan korusun diyerek bu haftayı bitiriyorum.