Reel sektör güveni yeniden 'iyimser' alanda
Reel Sektör Güven Endeksi ağustosta 1,7 puan artışla 100,6 değerini alarak üç ay aradan sonra yeniden iyimser düzeye geldi. Hizmet Sektörü Güven Endeksi yüzde 1,1 artışla 111,1, Perakende Ticaret Güven Endeksi yüzde 0,8 artışla 108,8’e yükseldi.
Küresel ve ulusal ekonomiyi olumsuz etkileyen iç ve dış şok gelişmelerin etkisiyle üretici sektörlerde yaşanan sert güven kaybı ağustos itibarıyla önemli oranda toparlandı.
Reel sektörün (imalat sanayii) güven düzeyi üç ay sonra 100 baz puanı aşarak ağustosta yeniden “iyimser” alana geçerken, hizmetler ve perakende ticarette de güven artışı devam etti. Reel sektörde geleceğe yönelik iyimserlik artarken, ağustosta son beş yılın en düşük kapasite kullanımı görüldü. Üretici sektörlerdeki genel güven artışının istisnası olarak inşaat sektöründe ise güven kaybı devam etti.
Reel sektör yine pozitif
Merkez Bankası’nın imalat sanayinde faaliyet gösteren 1.832 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde ettiği İktisadi Yönelim Anketi’nin ağustos ayı sonuçlarına göre hesapladığı mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi aylık bazda 1,7 puan artarak 100,6’ya çıktı. Endeks değerinin 100’den büyük olması genel olarak ekonomik iyimserliği, 100’ün altında olması ise kötümserliği ifade ediyor. Ağustostaki artışla birlikte reel sektörün güveni üç ay aradan sonra grafikte yeniden iyimser bölgeye geçmiş oldu.
Anket sorularına ait yayılma endekslerine göre, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, genel gidişat, mevcut mamul mal stoku ve gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler Reel Kesim Güven Endeksini artış; sabit sermaye yatırım harcaması, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi ve gelecek üç aydaki toplam istihdama ilişkin değerlendirmeler ise azalış yönünde etkiledi. Reel Sektör Güven Endeksi, her ayın 1-15’inci günleri arasında anketle derlenen yanıtlara göre oluşturuluyor. Söz konusu endeksin 19 Mart’ta başlayan İBB operasyonları öncesi durumu yansıtan mart ayı değeri 103,2 düzeyindeydi.
İçerideki operasyonların ardından, ABD’nin Çin ve diğer rakip ülkelere karşı aşırı yüksek gümrük duvarları belirlemesi ile küresel ticaret savaşlarının kızıştığı nisan ayında 100,8’e gerileyen endeks, devem eden gerilimle mayısta da 98,6 ile 100 baz değerin altına inmiş, haziranda da 98,4’e kadar gerilemişti. Gerilimin ve belirsizliklerin azalması paralelinde Endeks, temmuzda 0,5 puanlık artışla 98,9 oldu, ağustosta da 100 baz düzeyini aştı. Reel Kesim Güven Endeksi ağustos itibarıyla bu yıl martta ulaştığı düzeyin altında kalmaya devam etti, ancak bir yıl önceki düzeyinin ise 2,6 puan üzerinde.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sektör bazında cironun yüzde 70’ini gerçekleştiren girişimleri kapsayan hizmet, ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerinin ağustos ayı sonuçları da açıklandı. Mevsimsellikten arındırıldığında güven endeksleri hizmet sektöründe yüzde 1,1 artışla 111,1’e, perakende ticarette yüzde 0,8 artışla 108,8’e çıktı. Güven artışlarında hizmet sektöründe gelecek üç aylık dönemde hizmetlere olan talepte, perakende ticarette ise gelecek üç ayda iş hacmi-satışlarda beklenen belirgin artışlar etkili oldu.
Söz konusu endeksler, ağustostaki artışlara rağmen mart ayı düzeylerinin; hizmet sektöründe yüzde 2,9, perakende ticarette yüzde 4,1 altında kaldı. 100’ün üzerindeki değerlerin “iyimser”, altındaki değerlerin “kötümser” durumu yansıttığı endekslere göre hizmet sektörünün güven düzeyi 114,4 değerini almış, bu değer perakende ticarette de113,4 olmuştu. Bir yıl önceki düzeyleri ile karşılaştırıldığında ise güven düzeyinin hizmet sektöründe yüzde 0,6 daha düşük, perakende ticarette yüzde 0,8 daha yüksek olduğu belirlendi.

İnşaatta güven kaybı sürüyor
TÜİK’in hesapladığı İnşaat Sektörü Güven Endeksi ise ağustos ayında yüzde 4 düşüşle 85,3’e indi. Sektörde alınan siparişlerin mevcut düzeyini gösteren alt endeksin önceki aya göre yüzde 1,6 düşüşle 81,2’ye, gelecek üç ayda beklenen çalışan sayısı alt endeksinin de yüzde 6,2 düşüşle 89,3’e inmesi güven gerilemesinde etkili oldu. Buna göre hizmetler ve perakende ticaretin aksine inşaatta gelecek üç aya ilişkin beklentiler olumsuzluğunu korudu. Bu yıl ocak ayında 91,7 ile en yüksek düzeyi gören İnşaat Sektörü Güven Endeksi, izleyen aylarda genel eğilim olarak düşüş trendi yaşadı ve bu düzeyin hep altında kaldı. Endeksin bir yıl önceki düzeyinin de yüzde 3,1 altında olduğu belirlendi.

Motorlu taşıtlarda sert düşüş
Mevsimsel etkilerden arındırılmamış kapasite kullanım oranı ise 0,7 puan azalarak yüzde 73,5 oldu. Merkez Bankası’nın bu bazda açıkladığı seriye göre ağustosta imalat sanayiinde en yüksek kapasite ile çalışan beş alt sektör yüzde 85,9’la tütün, yüzde 85’le ağaç, yüzde 84,3’le kâğıt, yüzde 76,6 ile diğer ulaşım araçları ve yüzde 75,9’la mobilya oldu. En düşük kapasite ile çalışanların ise yüzde 64,3’le deri, yüzde 64,9’la motorlu taşıtlar, yüzde 66,4’le makine ve ekipman imalatı, yüzde 68,4’le bilgisayar ve yüzde 68,5’le tekstil olduğu belirlendi. Ağustos ayında 9 alt sektörde kapasite kullanımı arttı, birinde aynı kaldı, diğerlerinin tümünde ise geriledi. Kapasite kullanımı en çok artanlar yüzde 7,4’le kayıtlı medya, yüzde 4,1’le ağaç ürünleri, yüzde 2,4’le temel eczacılık, yüzde 2,1’le kâğıt ve yüzde 1,8’le elektrikli teçhizat; en hızlı düşenler ise yüzde 10,8’le motorlu taşıtlar, yüzde 3,7 ile içecek, yüzde 2,5’le deri, yüzde 1,5’le diğer ulaşım araçları ve yüzde 1,4’le kimya.
Kapasite kullanımı alarm verdi: Son beş yılın en düşüğü
İktisadi Yönelim Anketi’ne verilen yanıtların toplulaştırılarak değerlendirilmesi ile elde edilen sonuçlara göre imalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ağustosta önceki aya göre 0,5 puan azalarak yüzde 73,6 düzeyine geriledi. Bunun Ağustos 2020’deki yüzde 73’lük düzeyden bu yana son 60 ayın en düşük kapasite kullanım oranı olduğu dikkati çekti.
Söz konusu parametre, bir üretim biriminin belirli bir dönemde fiilen gerçekleştirdiği üretim miktarının fiziki olarak gerçekleştirme imkânı olan en yüksek üretim miktarına oranını gösteriyor. Üretim biriminde her an yaşanabilecek elektrik kesintisi, makine arızası, çalışanlarla ilgili sorunlar gibi üretimi aksatacak olası gelişmeler dolayısıyla kapasite kullanımının her zaman yüzde 100 olması beklenmiyor, ancak bu oranın son beş yılın en düşük düzeyine inmesi bir çeşit alarm niteliğinde. Kapasite kullanımındaki seyir sanayi üretimindeki değişimin de öncü göstergesi. Ancak gelecek döneme ilişkin artan güven ve pozitif beklentilerle bu oranın izleyen dönemde artması bekleniyor.