Risk iştahı korunuyor

Temmuz ayının geri kalan kısmının hem içeride hem de dışarıda oldukça hareketli geçeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. İçeride jeopolitik risklerin nispeten azalmasının ardından önemli gündem maddesi, TCMB Başkanı değişikliği sonrasında ilk PPK toplantısında gelecek hafta verilecek karar. Olası faiz indirimine dair piyasa tahminlerinin 300 baz puan civarına yaklaştığını görüyoruz. Tabii ki karar sonrasında gelecek açıklama metninde önümüzdeki toplantılarda faiz indirim patikasının yılın geri kalanında nasıl olacağına dair verilecek sinyaller de şüphesiz yakından izlenecektir. Genel olarak piyasada oluşan algı enflasyondaki düşüş ve son dönemde yakalanan TL stabilitesi ile önden yüklemeli bir indirim ihtimalinin arttığı şeklinde.

Global tarafta ise ilk planda ayın sonunda Fed tarafından gelecek olan karar beklenmekte. ABD-Çin arasında devam eden müzakerelerde kısa vadeli bir çözümün güç olduğuna dair artan kanaat ile yine Fed izlenecek. Son dönemde gelen veriler ekonomik anlamda hemen bir faiz indiriminin gerekli olup olmadığı konusunda soru işaretleri yaratsa da, Başkan Trump tarafından gelen siyasi baskının da etkisiyle Fed yetkililerinden yakın dönemde yapılan açıklamalar faiz indiriminin geleceği yönünde. Piyasada kısmen 50 baz puan gibi yüksek bir indirim ile başlanacağına dair beklentiler de mevcut olmakla beraber ana senaryo ayın sonunda 25 baz puan faiz indirimi ve yılın geri kalanında da bir 25 baz puanlık indirim daha geleceği şeklinde.

Gelişmiş ülke para birimlerinde faizlerin düşmesi en azından yılın geri kalanında gelişmekte olan ülke para birimleri üzerindeki baskıyı azaltıcı rol oynayacaktır. Dolayısıyla TL varlıklarda hafta genelinde yaşanan olumlu seyrin devam etmesi beklenebilir, dolar kurunda 5,50 ve 5,65 destek konumunda. Endekste 100.600 direnci aşılabildiği takdirde 105-106 bin bandına doğru hareket devam edebilir. TL tahvil faizlerinde ise PPK beklentileri ile gelinen düşük seviyeler korunabilir.