Sadece, “üreten/çalışan verimliliği” ve “sermaye/teknoloji kullanımında verimlilik” ile verimlilik sağlanamaz…
Üretenlerimiz ve çalışanlarımız çok verimsiz” deyip, “toplam faktör verimliliğinde” ki düşüşe kılıf arıyoruz…
Yine bilime direniyoruz…
Gerçekçilikten de uzaklaşıyoruz…
“Sorun çözmemiz veya gol atmamız gereken oyunda”, topu taca/auta atıyoruz…
***
Oysa:
“Toplam Faktör Verimliliği” tanımı, iktisat kitaplarından biliniyor…
Ve…
Toplam faktör verimliliğine bilgi birikiminin, teknolojik yeniliklerin, işçi verimliliğinin, çaba/gayret gibi faktörlerin etkisi de iktisat kitaplarında yazıyor…
***
Ama…
Aynı iktisat kitapları:
Toplam faktör verimliliğinde rekabet şartlarını, demokratik ve hukuki altyapıyı, adil çalışma hayatını, fırsat eşitliğini ve evrensel eğitim sistemini de “ön plana” çıkarıyor…
***
Örneğin…
Teknik/meslekli/çabalayan ve maddi/ manevi hakkını alan çalışanlarıyla; teknolojisiyle; geliştirmeleriyle; talep gören ürünleriyle; pazarıyla; doğru yatırımıyla değil de;
Siyasi/bürokratik desteklerle rakiplerine fark atan, rakiplerini ezenlerin bulunduğu bir ekosistem ne kadar verimli olabilir…
***
Bunun gibi yüzlerce örnek sıralanabilir:
Çalışma hayatından teşvik sistemine;
Kamudan kredi kullanımından vergi borcu silinmesine;
Haksız rekabetten kayıtdışına…
VELHASIL
Demokratik ve hukuki altyapının, adil çalışma hayatının, fırsat eşitliğinin ve evrensel eğitimin Toplam Faktör Verimliliği’nde ki yeri diğer faktörlerden önde…
***
İspatı mı?
Örneğin:
AB’ye katılım hikayesi…
Ve tabi ki:
AB’ye kanunlarla uyum hikayesi…
AB’ye eğitimde, rekabette, yönetimde, desteklemede, teşvikte, hukuki kararlarda (vb) uyum hikayesi…
***
Sonuç mu?
Böyle bir AB hikayesi ve beklentisi ile:
2003-2010 yılları arasında da, eğitim sistemimiz ve dolayısıyla teknoloji geliştirme yeteneğimiz sıkıntılı da olsa, Toplam Faktör Verimliliğimiz “bugün göremediğimiz” rekorları kırmıştı…