Siyaset ciddi iş değildir

Fikret AYDEMİR
Fikret AYDEMİR fikret.aydemir@dunya.com

İçerisinde bulunduğumuz 2024 yılında dünya nüfusunun yarısından fazlası olan 4.1 milyarı sandık başında gidiyor. Demokrasinin olmazsa olmazı sandıklar kuruldu, kuruluyor dünyanın dört bir yanına…

Milattan önce yaşamış olan Antik Yunan filozofu Platon demokrasi için, “Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin, kendini yönetecek insanları iyi seçilebilmesi için yetişkin ve iyi eğitim almış olması şarttır. Eğer bu sağlanmazsa, demokrasi otokrasiye dönüşür. Demokrasi bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur, devam ederse demagoglar türer. Demagoglardan diktatörler türer” tanımlaması yapar.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hafta sonu yapılan ve 114 milyon seçmenin katıldığı seçimlerde yüzde 87.34 oranıyla 5’inci defa başkan seçildi.

Sandıkta Putin’in aldığı oy oranı işin ciddiyetini kaçırıyor aslında. Ama dünyada seçimlere katılan bazı siyasi partilere bakınca işin çok da ciddi bir iş olmadığını da anlarız…

Avusturya’nın başkenti Viyana’da kurulan “Bira partisi” (Bier Partie) herkese bir kasa bira ve Viyana’nın merkezinde bulunan tarihi çeşmeden bira aksamasını vaat etti ve 2020 seçimlerinde Viyana’nın 3’üncü büyük partisi oldu. Aynı parti isminde Çek Cumhuriyeti’nde ve Beyaz Rusya’da da parti kuruldu.

Almanya’da 80’li yıllarda kurulan APPD partisi (Anarşist Pogo Parti Almanya) bir punk grup tarafından kuruldu. Onlar da ücretsiz bira, polisliğin kaldırılmasını ve her türlü uyuşturucunun serbest bırakılmasını vaat etti. Ayrıca, her belediyenin toplu seks merkezi açmasının zorunlu hale getirilmesini seçim programına aldı.

Macaristan’da da ücretsiz bira vaat eden bir parti “İki Kuyruklu Köpekçikler Partisi,” dünya barışı ve güneşin bir günde 2 defa doğmasını seçim vaadi olarak kullandı.

Hollanda’nın iflas etmesini ve kapatılmasını, en yüksek teklif verene satılmasını ana hedef olarak belirleyen “Hollanda’nın Kapatılması Partisi,” Hollanda’yı Japonya veya Körfez ülkelerinden birine satılmasını vaat etti. Bu satıştan elde edilecek gelir bütün vatandaşlara eşit şekilde dağıtılacağını duyurdu. 14 milyon nüfuslu Hollanda’da herkesin milyoner olacağını “ülkeyi satarsak hepimiz milyoneriz” sloganıyla duyurdular. Bu parti 1981 seçimlerinde toplam 862 oy aldı.

Hollanda’da “Hayvan Partisi” olarak kurulan parti daha sonra çevreci partiye dönüştü. Ve bugün “Yeşiller Partisi” olarak en önemli siyasi partilerinden biri haline geldi.

Danimarka’da 1979 yılında komedyen Jacob Hougaerd tarafından kurulan bir başka ilginç parti de “Çalışmak İstemeyenlerin Partisi” hiç kimsenin çalışmamasını ve işsizlere işçi maaşı ödenmesini savundu. 1994 seçimlerinde, başkent Kopenhag’ın merkezindeki halka açık Aargus Parkı’na umumi tuvalet yerleştirilmesi, Park’ta bulunan ördeklere daha fazla ekmek verilmesi ve askerlerin kumanyasına Nutella çikolatası eklenmesi olmak üzere 3 seçim vaadinde bulundu. Komedyen Hougard bu seçimlerde kendisinin bile şaşıracağı bir sonuçla milletvekili olarak parlamentoya girdi.

Ve dünyada ilk kez seçimlerden önce vaat ettiklerinin hepsini gerçekleştiren tek siyasetçi olarak Jacob Hougaerd tarihe geçti.

Avusturalya 1980’lerde en saçma siyasi partilerin kurulmasına ev sahipliği yaptı. “Ölümcül Gerçekçi Partisi”nin ana amacı diğer partilerin adayları ile dalga geçmekti. Partinin bir vaadi de Arjantin işgaline karşı bütün Avusturalya sınırına penguenlerden oluşan bir ordu kurulması oldu. Bir başka parti “Güneş Gören Sıcak Domatesler Partisi” oldu Avusturalya’da. Ayrıca İngilizce “siyasi parti” ve “eğlence” kelimelerinin aynı “party” kelimesi olması nedeniyle “Party Parti”si kuruldu. Bu tür saçma partilerinin kurulmasını önlemek için 1991 yılında Avusturya hükümeti siyasi partiler yasasını değiştirmek zorunda kaldı.

Brezilya’da bir gazeteci, 1959’de Sao Paulo Belediye Başkanlığı için yarışan adayların birbirinden fazla yolsuzluğa bulaştığını gündeme getirmek için hayvanat bahçesinde bulunan ve halk tarafından çok sevilen “Kakareku” adlı gergedanı resmen aday olarak gösterdi. Seçim kurulu aday olarak kabul etmedi. Ancak, seçimlerde 100 binlerce seçmen oy pusulasına “Kakareku” adını yazarak oy kullandı. Ve günümüzde Brezilya’da yolsuzluk ve rüşvete karşı yapılan yürüyüşlerde hala “Kakareku’ya Oy Ver” sloganı atılması gelenek oldu.

Kanada’da 1963 yılında yapılan seçimlere “Gergedan Partisi” de katıldı. Kanada’nın Kebek Bölgesi’nde yaşayan bazı sanatçılar ve komedyenler “Kakareku’nun ruhani varisleri olduklarını” öne sürerek parti kurdular. Siyasetçilerin aynı gergedan gibi derilerinin kalın olduğunu, yavaş hareket ettiklerini ve sadece kişisel tehdit hissettikleri zaman tepki verdiklerini duyurdular. Parti başkanı olarak Montreal hayvanat bahçesinde bulunan “Cornelius” isimli gerçek bir gergedanı aday gösterdiler. Gergedan Partisi 1990’lara kadar seçimlere katıldı. 1980 Federal Senato seçimlerinde 110 bin oy (yüzde 1.2) aldı.

Belçika’da finans danışmanı Jean-Pierre Van Rossem kendi adını taşıyan “Van Rossem Partisi”ni kurdu ve 1995 seçimlerinde 3 milletvekili çıkarttı. Kraliyet ile yönetilen Belçika’da Van Rossem, Kralı Albert II’nin mecliste düzenlenen yemin töreninde “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırdı. Meclis Başkanı, Van Rossem’i genel kurul salonundan kovdu.

Bütün bunları okuyunca ve bazı politikacıları gözümüzde canlandırdığımızda bir kez daha anlıyoruz ki siyaset, aslında çok da ciddi bir iş değildir…

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar