Sorun finansman maliyeti değil brüt kar

2023 yılının sonun­dan beri enflas­yon muhasebesi konu­su finansal piyasaların gündeminde. Enflas­yon düzeltmesi finan­sal tabloları o kadar etkiledi ki bazı aracı kurumlar finansal tab­lolar üzerinde değer­lendirme yapmaktan kaçınır oldu.

Enflasyon muhase­besinin uygulanması şirketlerin brüt karlarını aşağı çekti. Bu da do­ğal olarak faaliyet karlarını aşağı çekti. Faaliyet karları aşağı gelince bu karlar finansman giderlerinden daha düşük kalmaya başladı.

Yani son dönemde çokça üzerinde dur­duğumuz; “Finansman maliyetleri çok arttı, finansman giderlerinin faaliyet karlarına oranı çok yük­seldi!” cümlesinin asıl nedeni fi­nansman giderlerinin artması de­ğil (o da etken) faaliyet karlarının düşmüş olması. Yoksa finansman giderlerinin satışlara olan oranın­da o derecede yüksek bir artış yok.

Enflasyon muhasebesi etkisi

Peki neden enflasyon muhase­besi böyle bir etki yarattı. Normal­de bir ürün satıldığı zaman o ürü­nün maliyetiyle ürünün satış fiya­tı arasındaki fark brüt kar olarak yansır. Şirket bir ticaret şirketiy­se bu maliyet ürünün alış fiyatı­dır(ticari malın maliyeti), eğer şir­ket bir üretim şirketiyse bu mali­yet ürünün üretiminde kullanılan hammadde, personel giderleri ve üretimde kullanılan makinelerin amortismanından oluşur.

Basit ol­sun diye örnek üzerinden gidelim ve şirketimiz de bir ticaret şirke­ti olsun. FIFO yönteminin kulla­nıldığını, şirkete ilk giren malla­rın en öncelikli şekilde satıldığı­nı düşünelim. Şirketin stok tutma süresi de 90 gün olsun. Bir adet ürünümüzü 90 gün önce 80 TL’ye aldığımızı ve şu anda 100 TL’ye sattığımızı varsayalım. Dolayısıy­la brut karımız 20 TL, kar marjı­mız da yüzde 20 olacak. Bu anlat­tığım alıştığımız dünyadaki göste­rim. Şimdi ürünün stokta durduğu 90 gün içinde ülkede enflasyonun %10 olduğunu düşünelim.

İşte enflasyon muhasebesi diyor ki; 80 TL’ye aldığın bir ürünü 90 gün sonra satıyorsan artık senin mali­yetin 80 TL değil, aradaki enflas­yon farkının da üstüne eklenmiş haliyle 88 TL. Dolayısıyla brüt ka­rın da 20 TL değil, 12 TL. Kar mar­jın da yüzde 12. Tabii ki brüt kar bu şekilde düşünce operasyonel gi­derleri dikkate aldığımızda orta­ya çıkan faaliyet karı da düşüyor. Böyle olunca da finansman gider­lerinin faaliyet karına oranı yük­selmiş oluyor.

Elmayla elmayı karşılaştıralım

Bir de endeksleme ve farklı dö­nemlerin finansal tablolarının bir­birleriyle kıyaslanması konusu var. Mesela ülkemizde 2024 enf­lasyonu %44.38. Şirketler 2024 yılsonu finansal tablolarını açık­ladıklarında aynı zamanda 2023’ü de beraberinde sunuyorlar ki kar­şılaştırma yapılabilsin. Enflasyon muhasebesi öncesinde 2023’teki sonuçlar neyse o şekilde raporda yer alırdı. Şimdiyse 2023 yılsonu finansal tablolarındaki büyüklük­ler 2024 enflasyonu olan 1.4438’le çarpılıp 2024 yılsonu raporlarına konuyor.

Biz de böylece iki yılso­nunu karşılaştırırken daha doğru bir sonuca ulaşıyoruz. Fakat çey­rek sonlarında finansal tablolar açıklandığında da benzer bir en­deksleme her zaman mümkün ol­mayabiliyor. Bazı veri paylaşım platformları şirketler finansal tab­lolarını açıkladıklarında önceki çeyreklerdeki finansal tablolarını da ilgili dönemdeki enflasyon ora­nı kadar ileri yürütüyorlar. Böyle­ce biz de rahatlıkla elmayla elmayı karşılaştırmış oluyoruz. Bazı plat­formlardaysa bu durum yok. Ana­lizleri yaparken bu konuya da has­sasiyet göstermek gerek.

Gördüğünüz gibi yüksek enflas­yonun saymakla bitmeyen zararla­rının yanında bir de finansal tablo analizini zorlaştıran etkileri var. Bir an önce hepsinden kurtulmak dileğiyle.

Yazara Ait Diğer Yazılar