Tahminler, hedefler ve ara hedefler
Yılın üçüncü enflasyon raporunu hep birlikte takip ettik, görüldüğü üzere bu sefer de hayatımıza ara hedef şeklinde bir kavram girdi.
Hatırlanacağı gibi önceki toplantılarda yıllık %5 hedefinin çok uzağındayız, inandırıcı gelmiyor, kredibiliteyi azaltıyor benzeri eleştiriler geliyordu. Peki yeni durumda kafa karışıklığı kaçınılmaz değil mi? Özellikle bu sene için ara hedef %24 kalırken, tahmin %25-%29 aralığında şekillenmiş. Daha ilk günden ara hedefin üstünde kalacağız diye iletişim olur mu?
Faiz kararına muhalefet yok!
Bilinen bir deyiştir, Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok denir. Orada durum nasıl bakalım, hedef her zaman %2, tahminler ise “dot plot” adı verilen bir matriste paylaşılıyor, tüm Fed üyeleri bağımsız tahminlerini paylaşıyor. Hadi bizde o kadar bireysellik yok diyelim, zira faiz kararına muhalefet diye bir olgu söz konusu değil mesela, tüm kararlar oy birliğiyle alınıyor. O zaman PPK üyelerinin tahminlerinin ortalaması ya da üzerinde fikir birliğine vardıkları bir öngörü bizlere aktarılır ve o an için nerede olduğumuzu daha iyi anlarız.
Fiyat aktarım mekanizması bozuldu
Gelen sorulardan bir tanesi önemliydi, zirai don ve kuraklık bu sene yaşanan ve yaşanabilecek gıda fiyatı enflasyonunu yukarı çekmiyor mu, zira tahminde yukarı revizyon yok denildi. Pandemi döneminde uygulanan ve sonradan irrasyonel olarak değerlendirilen uygulamalar ile beraber fiyat aktarım mekanizması bozuldu, enflasyonda bir katılık oluştu.
Hem reel sektörden hem de hane halkından oldukça düşük ve fazlasıyla iyimser tahminler veren piyasa katılımcıları dahi %20 altında bir enflasyonu telaffuz ederken oldukça temkinli davranıyorlar. Dört yıldır %20 üzerindeyiz ve onun altına gelmek projeksiyonlarda verildiği gibi düz bir çizgi ile olmayacak. Aynı ABD tarafında enflasyonun %9’dan %3lere görece kolay şekilde geldiği ama %3’ten %2’ye gelişin oldukça zorlu olduğunun anlaşılması gibi.
İstihdam piyasasına ilişkin soruda da manşet rakamın esas olduğuna dair gelen cevap, gizli işsizlik kavramının yeterince önemsenmediğini düşündürdü. Zira üç kişide biri eksik istihdamdan şikayet ediyorsa orada bir sorun vardır, sorunu kabul etmeden zaten çözüne başlamak imkansız.