Tehlikenin yeni yüzü, sıcaklık, su, siyaset ve sessiz çöküş
2025 yılı termometrelerde bir kırılma noktası, dünya üstü üste üçüncü defa en sıcak yılını yaşıyor. Çağımız sıcaklıkla değil, yangınlarla, suskunlukla kavruluyor.
Artan her derece, gıda fiyatlarını, toplumsal barışı, fırsatsızlığı tetikliyor. İklim gerçekleri yıkıcıyken, Türkiye’de halk İklim Kanunu’na karşı çıkıyor, bahçede, balkonda, ektiğime, diktiğime, harcadığım suya kimseyi karıştırmam, yapay et yemem diyor.
İklim politikaları devlet projesi değil, bir toplumsal seferberliktir
Enerji Uzmanı Mehmet Öğütçü’ye göre, “Türkiye’de bireysel çaba” fikri ya romantik bulunuyor ya da “sorumluluğu kamudan bireye yıkma” olarak görülüyor.
Dünyada halk sürecin parçası. İsveç’te düşük karbonlu ürün kullanan tüketici vergi avantajı alıyor. Türkiye’de “bırak bu işleri, devlete kalsın” refleksi ağır basıyor.
Sosyal medyadaki manipülatif içerikler, iklim meselesini, deprem vergisi ya da mülteci tartışmalarında olduğu gibi, “devletin halkı ezdiği yeni bir alan gibi sunuyor.”
Öğütçü, İklim Kanunu’nun Türkiye’de neden bu kadar tartışmalı olduğuyla ilgili, “Kanun, çoğu kişide yeni bir vergi, tarıma müdahale, tarımda üretim kısıtlaması gibi korku ve endişeleri tetikledi” diyor.
İklim, gıdanın Yeni Patronu
İklimin keyfi kaçıyor, gıda fiyatları yükseliyor.2024 yılında, “Güney İspanya’daki sıcaklıklar Avrupa’da zeytinyağı fiyatlarını yüzde 50, Hindistan’da “benzersiz hava olayları” soğan fiyatını yüzde 89 artırdı. Japonya’da pirinç yüzde 48, ABD’de sebze fiyatları yüzde 80 arttı.
Environmental Research’de yayınlanan bir makalede, 2022-2024 yılları arasında 18 ülkede ekstrem sıcaklık, kuraklık ve yağışla ilgili 16 olay artan gıda fiyatlarıyla ilişkilendirildi.
Kotz, “Gıda fiyatları daha da artacak”
Rapora göre, “Fildişi’ndeki sıcaklıklardaki 4 derecelik artış kakao fiyatlarında yüzde 280 artışa neden oldu.
Brezilya’daki kuraklığın ardından Ağustos 2024’de küresel kahve fiyatları yüzde 55 arttı.
Maximilian Kotz’a göre, “aşırı hava olayları daha da kötüleşecek.”
Yoksullar hayır kurumlarına bağımlı hale geliyor
İklim kaynaklı felaketler toplumsal risklerin katalizörü. Gıdaya erişim zorlaştıkça, devletlerin sosyal harcamaları artıyor, yatırımlar aksıyor, akademik başarı seviyesi düşüyor, hastalıklar artıyor. Düşük gelirli tüketiciler gelirlerinin yüzde 33’ünü gıdaya harcarken, yüksek gelirliler yüzde 8’ini harcıyor.
Yeşil emperyalizme dikkat
Öğütçü’ye göre, “iklim değişikliği yalnızca atmosferde yaşanmıyor. Kuruyan göller, ya da yükselen deniz seviyesi değil, uygarlığının bizzat kendisinin krizi. Afrika’da kuruyan toprak Avrupa’da fiyatları yükseltir. Sınırların ve bayrakların hükmünü yitirdiği bu çağda, doğa hala en “küresel vatandaş”tır” diyerek “yeşil emperyalizme” dikkat çekiyor, “Türkiye’nin iklim felaketinden çok sert etkileneceğini” vurguluyor. İklim küresel yeni sömürgeciliğin kilidini açıyor, küresel yeni silahlar, “yeşil etiketler, karbon sertifikaları, su hakları.”
Kıtasal kuraklığın pençesindeki şehirler
Arizona Üniversitesi, 20 yıldır kayıt alan uydularla kuzey yarımkürede dört büyük “mega kuraklık bölgesi” tespit etti. Meksika’dan Alaska’ya Kuzey Amerika hattı, Afrika’nın Sahel bölgesi, MENA coğrafyası, Çin, Hindistan, Güneydoğu Asya ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Paris, Barselona’dan oluşan Akdeniz Çanağı. Bilim insanları su kaybına yüzde 68 oranında yeraltı suyundaki kayıplarının neden olduğunu ortaya koydu. Uzmanlara göre, yeraltı suları ve buzullar güvenilir su fonlarıdır, ancak biz onları uzun süreli kuraklıklarda kullanacağımıza çiçeğe böceğe, çimlere su oyunlarına harcıyoruz, modern sulama sistemlerine yatırım yapmıyoruz.
Su seferberliği başlatılmalı
Acilen su analizleri yapılmalı, Tarımsal Üretimde Planlı Dönem teknik olarak değil, kültürel bir devrim olarak ele alınmalı. En geç beş yıl içinde tüm tarımsal alanlarda modern sulama altyapısı kurulmalı. Halka iklim felaketi, alınacak önlemler anlatılmalı, sürece ortak edilmeli.
Velhasıl, “İklim Kanunu, Maden Kanunu” gibi pek çok önemli konuyu siyasi malzemeye dönüştürüp odağından uzaklaştırıyoruz. Suyun her damlasına mücevher muamelesi yapacağımıza su faşizmi yapıyor, suyu ehil olmayan ellere ucuza sunuyoruz. Gelecek her yıl daha sıcak, daha pahalı, daha susuz ve daha adaletsiz olacakken kısa vadeli manevralarla geleceği okumayı reddediyoruz.