Toprağın altında servet üstünde cehalet saklı
Paha biçilemez madenlerin üzerinde oturuyorsunuz çıkarmaya bütçeniz yok veya şartlarınız namünasip. Antroposen uygarlığının teknoloji devrimi için gerekli kritik mineraller yoksul ülkelerin makûs talihlerini değiştirebilir.
Geleceği kim besleyecek
Afganistan, onlarca yıllık çatışma, siyasi kaos ve yoksulluğa rağmen harabenin ortasında 1 trilyon dolarlık bakır, lityum gibi değerli minerallerden oluşan servetin üzerinde oturuyor. Ulaşım ve enerji sistemlerinin elektrik ihtiyacı için Afganistan lityumu, küresel bir oyun değiştirici olabilir. Arjantin, 21. Yüzyılın en büyük hazinesi lityuma ev sahipliği yapıyor. Maden izin süreçlerini kolaylaştırıyor, çok yakında küresel enerji dönüşümünde önemli bir oyuncu olacak, ihracatı 2023’te yüzde 234 arttı.
Moğolistan, bozkırın gizli hazinelerine ev sahipliği yapıyor, dünyanın en büyük bakır altın madeni Moğoliastan’ın küresel yeşil ekonomide kilit bir rol üstlenmesine yardımcı olabilir.
Kongo’nun kobalt, elmas gibi değerli mineralleri yolsuzluk, çatışma ve belirsizlikler yüzünden çıkarılamıyor. Pil teknolojisi için hayati önem taşıyan kobalt, elektrikli araçlar için de kritik bir metal. Guyana, ufukta yeni bir petrol patlamasına ev sahipliği yapabilir.
2015’den beri büyük açık deniz petrol keşifleri, unutulmuş Guyana’yı dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline getirdi. 2030’a kadar petrol üretiminin OPEC ülkeleriyle rekabet edebilecek düzeye çıkabileceği öngörülüyor. Guyana’nın GSYİH’sı 2022’de yüzde 60 büyüdü. Petrolü Arabistan’ın rakamlarıyla kıyaslanamasa da 1 milyon nüfus için hayat kurtarır.
Papua Yeni Gine, masmavi adaları engebeli dağları, derin denizleri 150 milyar dolarlık altın ve nadir deniz minerallerini saklıyor. Siyasi zorluklara rağmen derin deniz madenciliği için çevre dostu yöntemler çalışıyor. Derinlerdeki servet, 10 milyonluk ülkenin kaderini değiştirebilir.
Serveti lanete dönüştüren irade
Tüm bu saklı kaynaklar yoksul ülkeleri iyileştirebilir, sömürgeci ülkelerin hedefi, çatışmaların gölgesinde çıkarcı siyasilerin kurbanı yapabilir, serveti lanete dönüştürebilir. Hükümetlerin çoğu ülke kaynaklarını bir avuç fırsatçı seçkine sunuyor. Oysa akıl, etik ve iradeyle saklı hazineler geleceğin yükselen halklarını yaratabilir.
Küresel STK’ların manipülasyonu
Türkiye’nin yıllık maden ihracatı/ithalatı kaç milyar dolar, madenlerin ekonomiye katkısı ne olacak. Doğaya dost madencilik var mı, çevresel etkiler için ne yapılabilir. Doğru soruları doğru yöntemle soramıyor, mevzuyu futbol tartışmalarına çeviriyoruz. Dünya artık çevreciliği bile daha yaratıcı yapıyor. Sözde küresel çevreci STK’lar İklim Kanunu, gıda güvenliği gibi hassas konularda ortaya çıkıp toplumun sinir uçlarıyla oynuyor, tarafları birbirine kırdırıyor.
Dünyada bir ilk nehre vasi tayin edildi
2021’de Kanada’daki Muteshekau-Shipu nehrine hidroelektrik amaçlı baraj yapılacakken, BM Yerli Halklar Beyannamesi’nde yer alan “yerel halkların kendilerine özgü siyasi, yasal, ekonomik, sosyal ve kültürel kurumları koruma ve güçlendirme” bildirisi kapsamında nehir için dava açıldı. Nehir canlı bir varlık ilan edildi, yasal kişilik verildi, vasi tayin edildi. Nehre “var olma, akma, kirlilikten korunma, yaşama ve dava açma hakkı” gibi haklar tanındı. Nehrin yasal vasisi onun adına dava açabilecek, yasal işlem başlatabilecek, zarar için tazminat talep edebilecek. Doğa için tüzel kişilik tüm dünyadaki çevresel hak takibini kökten değiştirecek bir düzenleme. Zeytinlikler için neden benzer bir dava başlatmıyoruz.
Türkiye önyargısız, rasyonel, etik karar alma yeteneği ve iradesini kaybetmek üzere
Elbette yasanın lafzı ile ruhu başka olabilir. Türkiye son yıllarda kanun tekliflerinin ruhuna gizlenmiş kötü niyetleri okumada komplo teorilerine boğulmuş durumda. Gerçeği ve arkasındakini okumayı doğru yapamadan, ezbere karşı çıktığımız veya alkış tuttuğumuz her şey yarına farklı sorunları miras bırakıyor. Mevzuatları değiştirdikçe ilkesel duruşlardan uzaklaşıp “bu seferlik bir şey olmaz” diyerek ilkesizliği normalleştiriyoruz. Velhasıl, bu gün üzerinde şen kahkahalar attığımız evler, plazalar, AVM’ler vaktiyle ya tarım arazisi ya orman ya da meraydı.
Dünyanın başka coğrafyalarında çıkarılmış madenlerle üretilmiş telefonlara, elektronik aletlere, lüks takılara hayır demezken anında çevreci oluyor, ikiyüzlü bir geleceğe tohumlar ekiyoruz. Gelişim için değişim şart ancak değişimin ilkeli ve etik olması için devlet, kanun var. Bireysel araz, menfaat ve şuursuzluklar, koruyucu devlet baba, kural koyucu Anayasa tarafından özenle denetlenir, engellenir. Tüm bunların ışığında maden mi çıkaralım yoksa zeytinleri mi yaşatalım tartışması ancak etikle, ilkelerle çözülebilir, gayrısı uygarlığı ileri değil geri götürür, benden söylemesi.