Trump’ın Hegseth ile imtihanı

Donald Trump’ın önümüzdeki gün­lerde en büyük sınavı Savunma Ba­kanı ya da yeni tabirle Savaş Bakanı Pe­te Hegseth olacak. Öncelikle Hegseth’in Savunma Bakanlığı öncesini bir hatırlay­alım. Pete Hegseth televizyonda program yapan, askerliği döneminde düşük rüt­beli bir subay olarak vazife almış sağlam bir Donald Trump destekçisi. Trump’ın birinci dönemindeki kabine atamaların­da yaşadığı sıkıntılar göz önüne alındı­ğında kendisine sonuna kadar biat ede­cek bir profil aradığını düşündüğümüzde Pete Hegseth, Trump için önemli bir seçe­nek oldu.

Hegseth, Kongredeki oylamadan ön­ce evvelki kariyerinde yaşadığı skandal­lar gündeme geldi ve senatodan kıl payı farkla onay aldı. Onay alır almaz Bakan­lığının başlamasıyla beraber eleştiriler de hızlandı. Öncelikle savunma Bakanlı­ğının adını tekrar Savaş Bakanlığı olarak değiştirmek, önemli bazı komutanları gö­revden almak, üst rütbeli askerlerin kilo­larından kıyafetlerine kadar eleştirilerde bulunmak ve son olarak da dünyanın dört bir yanında görev yapan askerleri bir salo­na toplayarak biraz alaycı biraz da teamül­ler dışında yaptığı konuşmayla tepkileri iyice üzerine çekti. Ama belki de en büyük kriz kısa bir zaman önce Yemen’deki Hu­si’lerin vurulması sürecinde yaşanan ha­diseyle oldu. Savunma Bakanı olarak res­mi olmayan kanallarla savaş planlarını is­temeden de olsa bir gazeteciye göndermiş olması ve bu planların gazeteci tarafından afişe edilmesi başta Demokratlar ve mu­halif medya olmak üzere Pete Hegseth’i büyük bir sıkıntıya soktu. Ancak yaşanan sorun bundan ibaret değildi. Daha bu kri­zin üstü örtülmeden ve içinden çıkılma­dan Hegseth yeni bir krizle gündeme gel­di. Venezuela’dan Amerika’ya doğru gelen uyuşturucu kartellerinin Amerika Birle­şik Devletleri tarafından vurulması gerek Başkan Trump gerekse diğer yetkililer ta­rafından her seferinde ifade edilmekteydi. Ancak son dönemde Venezuela’dan gelen bir teknenin batırılması ve batırılan tek­neden kurtulduğu düşünülen insanların üzerine öldürme amaçlı bir kez daha ateş açılması gerek Amerikan medyasında ge­rek kongrede büyük tepki uyandırdı. Çün­kü bu mesele zaten resmi olarak Ameri­ka’ya saldırmayan teknelerin ateş açılarak yok edilmesini fazlasıyla gündeme getir­mişken vurulan teknelerdeki hayatta ka­lan insanların ikinci bir talimatla öldürül­mesi muhalefet tarafından insan hakla­rı ihlali, savaş suçu ve yetkinin kanunsuz kullanımı gibi birçok noktada eleştirinin odağı oldu.

Buradaki asıl mesele Pete Hegseth’in çok kısa zamanda gerek üslubu gerek yet­kisini kullanım tarzıyla Trump yöneti­mine yaşattı problemler oldu. Kimileri­ne göre bu kararların arkasındaki esas isim Trump olurken bazı yorumcular ise Trump’ın, Pete Hegseth’i korumak ama­cıyla bu kararları desteklediğini söyle­di. Bir gerçek var ki bundan sonraki dö­nemde gündemimiz tamamıyla Pete He­gseth’in yeni adıyla Savaş Bakanlığı’nın üzerinde aldığı kararlar ve bundan sonra alması muhtemel kararlar etrafında şekil­lenecek.

Bir bakanın, Kongre tarafından gö­revden azledilmesi bile konuşulurken Trump’ın Pete Hegseth’e ve icraatlarını ne kadar tahammül gösterici gerçekten me­rak konusu olmaya başladı. Bu yazıyı yaz­dığım sıralarda Trump yönetiminin halk­tan desteği konusunda çok da sağlıklı bir kamuoyu yoklaması henüz yapılmamıştı. Ancak bir gerçek var ki kanaat nasıl geli­şirse gelişsin işin hukuki tarafı Amerikan anayasası ve kanunlarıyla alınan kararla­rın tezatlığı bundan sonra yaşanabilecek meselelerin adeta birer göstergesi. Eğer Cumhuriyetçi Parti içerisinde de Pete He­gseth’e karşı bazı hareketlenmeler başlar­sa Başkan Trump’ın bir daha aday olama­masına rağmen partinin gerek Kasım’daki kongre seçimlerinde gerekse bundan 3 yıl sonraki Başkanlık seçimlerinde muvaffak olabilmesi için Hegseth ile ilgili bazı net kararları alması zaruri görünüyor. Ama şu anki durum bile bizlere Venezuela mese­lesinde Trump’ın mevcut baskılardan do­layı olağan politikalarını ne kadar devam ettirebileceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar