Tüketici güveninde türbülans sürüyor
Ekonomideki gelişmelerde psikolojik faktör olarak önemli bir etkiye sahip ve aynı zamanda bir öncü gösterge olan tüketici güveninde mart ayının ikinci yarısında patlak veren iç ve dış şokların etkisiyle başlayan türbülans sürüyor. Özellikle nisanda sert bir düşüş kaydeden tüketici güveni, mayıs ve hazirandaki kısmi toparlanmanın ardından temmuzda yeniden düşüşe geçti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası iş birliği ile yürütülen Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi temmuzda yüzde 1,8 düşüşle 83,5’e geriledi. Endeks, mart ayında yüzde 5’e yaklaşan bir artışla yaklaşık son iki yılın en yüksek aylık düzeyi olan 85,9 değerini almıştı. Ancak veri derleme dönemi her ayın 1-15’inci günleri arası olması dolayısıyla bu düzey, aslında ayın ilk yarısındaki tabloyu yansıtıyordu.
19 Mart’ta başlayan İBB operasyonu ile gelişen toplumsal gerilim ve 2 Nisan’da ABD’nin açıkladığı yeni gümrük tarifesi ile kızışan küresel ticaret savaşlarının yol açtığı dış gerilimin ekonomik etkileri bir sonraki ayda endekse yansımış, tüketici güveni nisanda yüzde 2,3 düşüşle 83,9’a inmişti. İzleyen süreçte yaşanan kısmi toparlanma ile mayıs ayında yüzde 1,1 artarak 84,8 olan Endeks, haziranda da yüzde 0,3’lük bir artışla 85,1 değerini almıştı.
Güvende düşüş neyi gösteriyor?
Tüketici Güven Endeksi tüm dünyada ekonomideki gidişat ve gelişmeleri yakından izlemek amacıyla öncü gösterge olarak kullanılıyor. Tüketicilerin, genel ekonomik gidişat ve kendi mali durumlarına ilişkin beklenti ve değerlendirmeleri ile harcama ve tasarruf eğilimlerini yansıtan endeks ile güven düzeyleri ölçülüyor. Türkiye’de tüketici güveninin ölçümünde örnek büyüklüğü aylık 4 bin 884 haneden oluşan Tüketici Eğilim Anketi baz alınıyor.
Anket, veri giriş programı tarafından tesadüfî olarak seçilen ve haneyi temsil eden 16 ve daha yukarı yaştaki bir bireyle yapılıyor. 0-200 aralığında değer alabilen endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser, 100’den küçük olması kötümser durumu yansıtıyor. Endeksin aldığı değere göre tüketici güveninde pozitif ve negatif seyirler, yurt içi yerleşiklerin hem ekonomik gidişata ilişkin algılarını yansıtıyor hem de bu gidişatta belirleyici olan psikolojik faktörü oluşturuyor.
Gelecek 12 ay için kötümserlik
Tüketici Güven Endeksini oluşturan değerlendirme ve beklentilerle ilgili alt endekslerin çoğu 100 baz değerin altında seyrediyor. Alt endeks değerlerinde temmuz ayındaki değişimler tüketicilerde hem geçen on iki aya ilişkin algıların olumsuzluğunu hem de gelecek on iki aya ilişkin kötümserliğin arttığını gösteriyor.
Bunların başında gelen “Geçen on iki aya göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu”na ilişkin alt endeksin martta 70,9’a yükseldikten sonra nisanda yüzde 2,5’lik düşüşle 69,1’e inen, mayısta da aynı kalan, haziranda sınırlı bir artışla 69,3’e çıkan düzeyi, temmuzda yüzde 1,6 düşüşle 68,2’ye indi. Gelecek on iki ayda hanenin maddi durum beklentisine ilişkin alt endeks de temmuzda yüzde 1,4 düşüşle 84,6’ya geriledi.
Geçen on iki aylık döneme göre mevcut dönemde genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirmeyi yansıtan alt endeks değeri ise aylık bazda yüzde 5,8’lik sert düşüşle temmuzda 53,2’ye kadar indi. Gelecek on iki aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi de yüzde 4,2 düşüşle 79’a geriledi. Artması işsizliğin azalacağı- düşmesi artacağı beklentisini ifade eden gelecek on iki ayda işsiz sayısına ilişkin alt endeks değeri de önceki aya göre yüzde 3,2 düşerek 79,6’ya indi.
Ev, otomobil alma beklentileri azaldı
Refah göstergesi olarak tüketici güveninin somutlaştığı alanların başında gelen ev satın alma veya inşa ettirme beklentisini yansıtan alt endeks hazirandaki yüzde 3,2’lik düşüşten sonra temmuzda da yüzde 0,8 düşerek 14,5 değerini aldı. Söz konusu alt endeks, güven endeksinin bileşenleri içinde en düşük değerleri alıyor. Hanelerin gelecek 12 ayda konut tamirine para harcama eğilimine ilişkin endeks de temmuzda yüzde 3,3 düşerek 37,1 değerini aldı.
Gelecek 12 ayda otomobil alma beklentisini ölçen endeksin değeri de temmuzda yüzde 7,3’lük sert düşüşle 25,3’e geriledi ve konuttan sonra en düşük beklenti düzeyini oluşturdu. Baz değerin 100 olduğu dikkate alındığında ev alma veya inşa ettirme ile otomobil satın almaya ilişkin beklentilerin uzun dönemdir diplerde seyrettiği görülüyor.
Haneler dayanıklı tüketimi de kısacak
Hanenin içinde bulunduğu mali durumu yansıtan endeksin nisanda önceki aya göre yüzde 0,6 düşerek 79,8’e, mayısta yüzde 1,2 daha düşerek 78,8’e inen, haziranda yaklaşık bu düzeyde kalan değeri, temmuzda yüzde 1,2 düşüşle 78’e kadar indi. Bununla da bağlantılı olarak mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu alt endeksinin değeri temmuzda yüzde 3,6 düşüşle 49,6’ya indi.
Geçen on iki aya göre gelecek on iki ayda dayanıklı tüketim mallarına harcama eğilimi yüzde 0,3 düşüşle 102,3’e geriledi. Hanelerin gelecek on iki aylık dönemde kendi mali durumu ve genel ekonomik gidişata ilişkin karamsarlığının arttığını ve bu nedenle dayanıklı tüketim harcaması yapma eğiliminin kırıldığını ortaya koyan sonuçlar, birbiriyle örtüşüyor.
Mevcut dönemin tasarruf etmek için uygunluğuna ilişkin değerlendirmeyi yansıtan alt endeksin değeri de temmuzda yüzde 3,2 düşüşle 62,5’e geriledi. Gelecek üç aylık dönemde tüketimin finansmanı için borç kullanma (tüketici kredisi, kart harcaması vb.) eğilimine ilişkin endeks ise yüzde 0,5’lik bir artışla 62,1 değerini aldı.
Enflasyonla ilgili bekleyişlerde bozulma
Uygulamada iki yılını dolduran ve temel önceliği enflasyonu tek haneye düşürmek olan parasal sıkılaştırma esaslı ekonomik program kapsamında en olumsuz unsurun, psikolojik faktör olarak yerleşiklerin beklentilerinin pozitife dönmemesi, dezenflasyona “ikna” olmaması olduğu dile getiriliyor. Tüketici Güven Endeksi sonuçları da bunu destekler nitelikte.
Geçen on iki aylık döneme göre gelecek on iki ayda tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin “beklenti” endeksinin değeri mart ayında yüzde 6,2 yükselerek 60 düzeyine yaklaşmıştı. Olumsuz gelişmelerin ardından nisanda yüzde 6 düşüşle 56, mayısta da yüzde 0,3 düşüşle 55,8’e gerileyen endeks, haziranda yüzde 6,3’lük yeni bir yükselişle 59,4’e çıkmıştı. Söz konusu endeks temmuzda yüzde 8,7 ile son bir yıldaki en sert aylık düşüşünü kaydederek 54,2’ye indi. Bu endeksin artması tüketici fiyatları bazında enflasyonda düşüş, azalması ise artış beklentisini yansıtıyor.
Enflasyonist beklentiler güçlenirken, ücretlerde iyileşme beklentileri ise zayıflıyor. Ücretlere ilişkin endeksin martta yüzde 4,8, nisanda yüzde 2,2 artışla 108,2’ye kadar çıkmış olan değeri, mayısta yüzde 0,1, haziranda yüzde 1,9 ve temmuzda yüzde 1,2 düşerek 104,7’ye geriledi.

