Tüm iyi haberleri tükettik mi?
İçeride ve dışarıda geçtiğimiz haftanın sonundan bu yana gelen haber akışı ile beraber sorulması gereken soru bu. Zira sermaye piyasalarında dün yoktur, bugün ise gelecekte ne olacağı fiyatlanır.
Çin ile ABD arasında süregelen gümrük tarifesi müzakerelerinden gelen erteleme kararı sorunun ötelenmesine yol açtı. Ancak üç ay sonra hikayenin kaldığı yerden devam etme ihtimali piyasa katılımcılarını diken üstünde tutmaya devam ediyor.
Özellikle Çin haricindeki Uzakdoğu Asya ülkelerinin ABD ile anlaşmaya yakın olması önemli. Gündeme adeta bir bomba gibi düşen ama aynı hız ile saman alevi gibi sönümlenen Hindistan-Pakistan gerginliği de geride kalmış durumda. Ülkemize dair bakıldığında, terör örgütü PKK’nın fesih kararı alması belirsizliğin en azından şimdilik ortadan kalkması adına önemli. Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın sona ermesi adına görüşmelerin İstanbul’da yapılması ise global düzlemde arabulucu rolünü üstlenmemiz adına oldukça önemli.
Peki tüm bu gelişmelerin sonunda geldiğimiz yer neresi? BIST 100 Endeksi için bakacak olursak yıla başladığımız noktaya henüz geri gelebildik, hem de başta Avrupa ve Latin Amerika olmak üzere bize yakın olarak kabul gören gelişmekte olan ülke piyasalarının oldukça pozitif performansının yaşandığı bir ortamda. İçerde 19 Mart süreci ile başlayan risk iştahında düşüş küresel iyimserliğe iştirak etmemize engel teşkil etmekte.
TL tahvil faizlerinde de TCMB politika faizi yükselişi ile beraber yukarı yönde hareket var. Risk almadan elde edilecek getirinin yükselişi varlık fiyatlamalarına da baskı oluşturmakta. Dolar kurunda ilk planda yaşanan çalkantının ardından bir denge oluşmakla beraber, TCMB rezerv kaybı yakından izleniyor. En azından bu noktada son haftalarda alınan makroekonomik ihtiyati tedbirler ile bu durumun önüne geçildiğini söylemek mümkün
Faizlerin yüksek seyri iş dünyası açısından zorlayıcı, istihdam piyasasına dair yılın ikinci yarısında olumlu konuşmak zor, ekonominin büyüme hızının aşağı gelmesi de yabancı yatırımcının ülkeye bakışı açısından önemli. Dolayısıyla yeniden güven ortamını tesis etmemiz gerekiyor.