Türkiye-AB ilişkilerinde yeni ortaklık modeli: Uzatmalı sevgili ‘açık ilişki’ye mi dönüyor?

Üç yıldır süren Ukrayna-Rusya savaşı, ABD’nin ‘Avrupa savunmasından çekilmesi’, post-Covid19 sendromu, İngiltere’nin AB’den ayrılması ve aşırı sağcı partiler; diğer yandan Türkiye’nin kendi iç politikasına yoğunlaşması ‘yeni ilişki’ modellerini gündeme taşıdı. En çok konuşulan model ise ayrıcalıklı veya imtiyazlı ortaklık diye adlandırılan ‘açık ilişki’...

vrupa Parlamentosu (AP) ‘2025 Türkiye Raporu’, geçen hafta AP Genel Ku­rul’unda görüşülerek kabul edil­di. Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye ilişkileri katılım müzakereleri­nin başladığı 3 Ekim 2005 tari­hinden beri 35 fasıldan sadece 16’sı müzakereye açıldı ve sade­ce ‘Bilim ve Araştırma’ faslı ge­çici olarak kapatıldı. İlk başvuru yaptığımız 31 Temmuz 1959 ta­rihinden 2005 yılına kadar ‘uzat­malı sevgili’ ilişkisi yaşayan Av­rupa Birliği ile Türkiye, 3 Ekim 2005’te ‘nişanlandı’. Aradan ge­çen 20 yılın ardından AB, şimdi de ‘açık ilişki’ teklifi yaptı.

Türkiye’nin ‘AB tam üyeliği’ ye­rine ‘yeni ilişki üzerinde düşünme’ modelleri yüksek sesle dillendi­rilmeye başlandı AB’nin başken­ti Brüksel’de. Bir yandan AB’nin sınırında üç yılı aşkın süredir de­vam eden ‘Ukrayna-Rusya savaşı’, ABD’nin ‘Avrupa savunmasından geri çekilmesi’, pandemi sonrası ‘post-Covid19’ sendromu, İngil­tere gibi bir ülkenin AB’den ayrıl­ması ve Avrupa genelinde ‘aşırı sağcı partiler’in yükselişi, diğer yandan ise Türkiye’nin kendi iç politikasına yoğunlaşması nede­niyle ‘yeni ilişki’ modellerini gün­deme taşıdı. En çok konuşulan model ise “ayrıcalıklı ortaklık” ve­ya “imtiyazlı ortaklık” diye adlan­dırılan ‘açık ilişki’...

AP’nin çektiği son fotoğraf

Geçen hafta sonu Avrupa Bir­liği’nin başkenti Brüksel’de çe­şitli etkinliklerle ‘Avrupa Günü’ kutlandı. Türkiye ise geçtiğimiz hafta Avrupa Parlamentosu’nun (AP) “Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkilerini süresiz olarak dur­durduğu” haberini konuştu. Ha­ber elbette gerçeği yansıtmıyor. Zaten AP’nin böyle bir karar alma yetkisi de yok. AB üyesi ülkele­rin halklarını temsil eden AP, “AB ile Türkiye arasındaki tam üyelik müzakerelerinin 2018 yılından itibaren fiilen durduğu” tespiti­ni yaparak, “Üyelik sürecinin te­melini oluşturan değerler arasın­da uçurumun derinleştiği”ne yer verdi son raporunda.

AP Daimî Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor tarafın­dan kaleme alınan ‘2025 Türki­ye Raporu’, AP Genel Kurul’unda görüşülerek kabul edildi. AP Ge­nel Kurulu’nda 27 sayfalık 2025 Türkiye Raporu, 367 oyla kabul edildi. AP’de 188 milletvekilinin çekimser oy verdiği oylamada 74 parlamenter ise karşı oy kullandı.

Avrupa Birliği ile Türkiye iliş­kilerinin en net fotoğrafını, şim­diye kadar AP raporları ortaya koydu. AB-Türkiye ilişkilerini anlamak için ‘AP’nin son fotoğra­fı’na bakmak gerekir…

Türkiye’de mevcut siya­si ve hukuki koşullar nedeniyle AB-Türkiye ilişkileri sürecinin ilerleyemediği mesajı verilen AP raporunda, katılım sürecinin “Kopenhag kriterlerine tam uyu­ma ve tüm AB üyesi devletlerle ilişkilerin normalleşmesine bağlı olduğu” vurgulandı.

‘Katılım süreci’ yerine ‘yeni ilişki’

AP, son yıllarda geliştirdiği “ye­ni ilişki modelleri üzerine düşü­nelim” söylemini bu yılki rapo­runda daha net ve ayrıntılı bir şe­kilde dile getirdi. Türkiye’yi, AB kurumlarını ve AB üyesi devlet­leri daha yakın, dinamik ve stra­tejik bir ortaklık için çalışmaya davet eden AP raporunda, “Bu yeni ve yapıcı ilişkinin, örneğin mevcut Ortaklık Anlaşması’nın modernizasyonu ve güçlendiril­mesi yoluyla, tüm tarafların çı­karlarını nasıl kapsayabileceği konusunda bir düşünme süreci­nin başlatılmasını” önerdi.

Türkiye’nin “stratejik öneme sahip bir ülke olduğunu, bölgesin­de istikrar için kilit bir ortak teş­kil ettiğini ve güvenlik sorunla­rı, göç yönetimi, terörle mücade­le ve enerji güvenliği alanlarında önemli rol oynadığı” yer verilen AP raporunda, “karşılıklı stratejik çıkar alanlarında yapıcı diyaloğun sürdürülmesini” istedi. Bu kap­samda “yeşil dönüşüm, ticaret, enerji, modernize edilmiş Güm­rük Birliği ve vize serbestisi gibi iş birliği alanları”nı örnek gösterdi.

Gümrük Birliği’ne ‘Kıbrıs’ şartı

AP; dijitalleşme, yeşil enerji politikaları için Yeşil Mutabakat uyumu, kamu alımları ve sürdü­rülebilir kalkınma taahhütleri gi­bi kapsamlı bir ortak çıkar alanı­nı kapsayabilecek, her iki tarafın da ekonomik güvenliğine katkı sağlayacak şekilde genişletilmiş ve etkin ve verimli bir uyuşmaz­lık çözüm mekanizmasıyla do­natılmış ileri derece bir Gümrük Birliği’ni desteklediğini belirt­ti. AB’nin güncellenmiş Gümrük Birliği’ne onay verebilmesi için “insan hakları ve temel özgürlük­ler, uluslararası hukuka saygı ve iyi komşuluk ilişkileri koşulları­na bağlanması gerektiğine” not ediyor. Bu kapsamda Türkiye'nin Ankara Anlaşması Katma Pro­tokolü’nü "istisnasız ve ayrımcı­lık yapmadan tüm üye devletlere genişletmesi gerektiği”nin altını çizdi. Adanın güney kısmı kaste­dilerek, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmadan Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin imkânsız ol­duğu” ifade edildi.

Vize serbestisinde altı kriter

Vize serbestisi konusunda Tür­kiye’nin hâlâ altı kriteri karşıla­madığı kaydedilen AP raporunda, Türkiye’nin sürekli olarak AB’yi sorumlu tutma eğilimine ilişkin ise kalan altı kriterin karşılan­masına yönelik somut adımların hâlâ atılmadığına yer verdi.

Türkiye’nin vize muafiyeti için karşılaması gereken 72 kritere 29 Kasım 2015 tarihinde yapı­lan AB-Türkiye zirvesinde karar verildi. Türkiye, ‘vize serbestisi yol haritası’nda yer alan 66 kri­teri hızla gerçekleştirdi. Ancak geriye kalan altı kriter olan, ‘Te­rörle mücadele yasasında deği­şiklik’, ‘AB Polis Örgütü Europol ile operasyonel işbirliği anlaş­ması’, ‘Avrupa Konseyi bünyesin­deki Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun (GRECO) yolsuzluk­la mücadele alanındaki önerileri­nin uygulanması’, ‘Suç bağlantılı konularda tüm AB üyeleriyle iş birliğine gidilmesi’, ‘Türkiye üze­rinden kural dışı şekilde AB ül­kelerine geçiş yapan kişilerin ge­ri alınmasına ilişkin Geri Kabul Anlaşması’nın (GKA) tüm un­surlarıyla uygulanması’ ve ‘Kişi­sel verilere yönelik yasal düzen­lemelerin Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi’ kriterle­rini yerine getirmedi.

Mali yardımlara AİHM şartı

AP Türkiye Raporu’nda, AB Komisyonu ve AB üyesi devlet­lerden, “Türkiye’nin Avrupa İn­san Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulaması için tüm diplomatik kanalları kullanmala­rı ve bu kararlara uyumu, Türki­ye’ye sağlanacak mali yardımlar için bir önkoşul olarak değerlen­dirmeleri” istendi.

Raporda, Türkiye’nin Avru­pa Konseyi üyesi devlet olarak AİHM kararlarını yerine getir­me yükümlülüğü hatırlatılarak, “AİHM’in Osman Kavala, Sela­hattin Demirtaş ve Figen Yük­sekdağ hakkındaki kararlarının uygulanmıyor olması nedeniy­le Türkiye’nin Avrupa Konse­yi önünde ihlal prosedürleriyle yüzleştiği” ifade edildi.

Ekrem İmamoğlu da raporda

AP raporunda, İstanbul Büyük­şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanlarının gözaltına alınarak görevden uzaklaştırıl­maları “olağanüstü kaygı verici” olarak nitelendirildi.

“Siyasi partilerin, muhalefet üyelerinin sürekli hedef alınması ve giderek artan baskılara maruz bırakılmalarının kınandı”ğı AP raporunda, bu durumun “meşru bir siyasi rakibin yaklaşan seçim­lerde aday olmasını engelleme­ye yönelik politik motivasyonlu hamlelerin ülkenin tam anlamıy­la otoriter bir modele itildiği” ifa­de edildi.

AP 2025 Türkiye Raporu’n­da ‘Kıbrıs sorunu’na da geniş yer verildi. “BM çatısı altında 18-19 Mart 2025 tarihlerinde düzen­lenen gayrı resmi görüşmeler olumlu olarak değerlendirilen AP raporunda, soruna çözümün “tek uluslararası hukuki kişilik, tek egemenlik, tek vatandaşlık ve siyasi eşitlik temelinde iki top­lumlu ve iki bölgeli bir federas­yon olduğu” görüşü tekrarlandı.

Raporda “Türkiye’nin, AB dış politikasıyla uyumlu olmadığı tespit edilen dış politika eleşti­rilerine yer verildi. Türkiye’nin, “Mavi Vatan doktrini aracılığıyla Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuri­yeti’nin egemenlik ve egemenlik haklarını ihlali, AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarını uygula­maması, Ukrayna savaşının baş­langıcından itibaren Rusya ile ti­caretini artırması, Akkuyu Nük­leer Santrali’ni Rus Rosatom şirketine inşa ettirmesi, Rusya ile İstanbul’da gaz merkezi kur­ma projesi, Hamas’a ‘açık des­tek’ vermesi ve BRICS+ üyeliğine başvurması” eleştirildi.

“Poker kurallarıyla satranç oynayamazsınız”

Avrupa Birliği’nin üyesi 27 ülkeden toplam 720 milletvekilin görev yaptığı Avrupa Parlamentosu’nun çektiği yukarıdaki fotoğrafa bakınca, Türkiye’nin AB’ye ‘daha az aday’ ülke olduğunu söylemek hiç de zor değil… AP’nin 2025 Türkiye Raporu’nu kaleme alan Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’un bir dönem Brüksel’de de görev yapan Cansu Çamlıbel’e üç ay önce verdiği röportajın özeti, AB-Türkiye ilişkilerin de özeti aslında.

AP Milletvekili Nacho Sanchez Amor’un dilinden AB-Türkiye ilişkileri şöyle:

“Türkiye’nin artık giderek daha az ‘aday ülke’ olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Türkiye bugün artık bir aday ülkeden çok üçüncü bir taraf gibi muamele görüyor. Brüksel’de görevi Türkiye ile muhatap olmak olan pek çok insan, ‘Hukukun üstünlüğünü konuşmanın manası yok, bari güvenlikten, enerjiden, ticaretten bahsedelim’ diye bakılıyor. Burada sorun Türkiye’dir, çünkü üye olmak için yapması gereken reformları yapmayan ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterme yönünde bir siyasi irade göstermeyen Türkiye’nin kendisi. Bu koşullar altında AB içinden kimsenin çıkıp ‘Biz Türkiye’yi istemiyoruz’ deme durumu yok. Eskiden AB içinde Türkiye’yi istemeyenler çıkıp bunu söylerdi ama şimdi öyle bir şeye lüzum yok, çünkü zaten Türkiye bir irade ortaya koymuyor ki. Yani şu anda AB içinde Türkiye’yi istemeyenlerin ekmeğine yağ sürecek şeyleri Türkiye zaten kendi kendine yapıyor. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yeniden seçildikten sonra iki kez AP’de konuşma yaptı, ikisinde de AB üyesi olmaya aday ülkeler arasında Türkiye’den hiç bahsetmedi. Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Batı Balkanlar’daki ülkelerden bahsetti ama Türkiye’yi unuttu! AB jargonuyla bakıldığında Türkiye giderek daha fazla ‘komşu ülke’ olarak görülmeye başlandı. Türkiye artık bir ‘aday ülke’ muamelesi yerine daha çok ‘komşu ülke’ muamelesi görüyor. Gerçekçi durum değerlendirmesi maalesef bu. Poker kurallarıyla satranç oynayamazsınız. Jeopolitik konuşarak poker oynarsınız ama üye olmanın yani satranç tahtasının kuralları başkadır. AB, siz öyle isterseniz sizinle poker de oynar. Zaten Von der Leyen’in AP’de Türkiye’den ‘aday ülke’ olarak bahsetmemiş olması da Ankara ziyaretinde belli konulardan bahsetmemiş olmasının ardındaki örtülü mesaj budur.”

PKK’nın fesih kararı

Avrupa Birliği, terör örgütü PKK'nın açıkladığı ‘fesih ve silah bırakma kararı’na ilişkin ilk değerlendirmede, “Barış için tüm tarafları bu fırsatı değerlendirmeye” davet etti.

AB Komisyonu Dış İlişkiler Sözcüsü Anouar El Anouni yaptığı açıklamada, AB’nin barış için “tüm tarafları bu fırsatı değerlendirmeye” davet ettiğini söyledi. Sözcü El Anouni, “Avrupa Birliği, Kürt meselesine siyasi çözüm amaçlayan, inandırıcı bir barış süreci başlatılmasını barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılması için olumlu bir adım olarak görmektedir” diye konuştu.

AP’nin 2025 Türkiye Raporu’nda, Kürt sorununun çözümü için MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yapıcı yaklaşımı ve Abdullah Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısını “memnuniyet verici” olarak tanımladı. MHP liderinin “yapıcı yaklaşımı”nın ve Öcalan’ın ‘rolü’nün “önemli bir fırsat yarattığı” belirtilerek, “TBMM öncülüğünde Kürt sorununun çözümüne yönelik kapsayıcı bir süreç başlatılması” çağrısında bulundu.

Yazara Ait Diğer Yazılar