Türkiye ekonomisi 20 çeyrektir büyüyor
Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 olan piyasa beklentilerinin üzerinde yıllık bazda yüzde 4,8 büyüdü. Çeyreklik bazda büyüme ise yüzde 1,6 oldu. Çeyreklik bazda büyüme beklentisi yüzde 0,6 düzeyindeydi.
Parasal sıkılaştırma sürecine rağmen Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8’le beklentilerin üzerinde bir büyüme kaydetti. GSYH’de kesintisiz büyüme süreci 20 çeyreğe ulaştı.
İkinci çeyrekte göz dolduran büyüme, “tek haneli enflasyon” hedefiyle uygulanmakta olan iç talebi baskılayıcı, ekonomiyi daraltıcı önlemlere rağmen yaşandı ve ekonomide kayda değer boyutta bir soğuma olmadığını ortaya koydu. Büyümede, özellikle iç tüketimdeki canlılık etkili oldu, sanayi ve inşaatta da canlanma başlarken, tarımda ise kan kaybı devam etti.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı nisan-haziran dönemi gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) tahminlerine göre üretim yöntemiyle milli gelir, bu dönemde cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 43,7 artarak 14 trilyon 578 milyar 556 milyon TL oldu. İkinci çeyrekte GSYH’nin ABD doları cinsinden tutarı da 335 milyar 504 milyon olarak gerçekleşti. Zincirlenmiş hacim endeksine göre ikinci çeyrekte GSYH’de geçen yılın aynı çeyreğine göre büyüme yüzde 4,8 oldu.
Son 9 çeyreğin verilerinde revizyon
Bu arada TÜİK, 2023 başından bu yana çeyrekler bazında daha önce açıklamış olduğu büyüme verilerinde revizyona gitti.
Yıllık büyüme oranı 2023 için yüzde 5,1’den yüzde 5’e, 2024 için ise yüzde 3,2’den yüzde 3,3’e revize edildi. Revize verilere göre büyüme oranları geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 5,3, ikinci çeyrekte yüzde 2,3, üçüncüde yüzde 2,8, son çeyrekte yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Bu yıl ilk çeyrek için daha önce yüzde 2 açıklanan büyüme oranı da yüzde 2,3’e revize edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksine göre ise Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre yüzde 1,6 büyüdü. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksinde ikinci çeyrekte geçen yılın aynı çeyreğine göre artış da yüzde 4,6 düzeyinde gerçekleşti.
En hızlı büyüyen inşaat
GSYH zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen yılın aynı dönemine göre en hızlı büyüme yüzde 10,9’la inşaat sektöründe gerçekleşti. Deprem konutları yatırımlarının da etkisiyle geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 11,3, ikincide yüzde 7, üçüncü çeyrekte yüzde 11,4, son çeyrekte yüzde 10,3’lük büyüme oranları yakalayan inşaat sektörü bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 8,6 ile iktisadi faaliyet kolları içinde en hızlı büyümeyi kaydetmişti. İkinci çeyrekte diğer iktisadi faaliyet kollarında büyüme oranları bilgi ve iletişim yüzde 7,1, ticaret, ulaştırma, konaklama, yiyecek hizmetlerinde yüzde 5,6, mesleki, idari, destek faaliyetleri yüzde 5,4, gayrimenkul faaliyetleri ile finans ve sigortada yüzde 2,6 olurken, kamu yönetimi, eğitim, sağlıkta yüzde 1,2 küçülme yaşandı.

Tüketimde halk gaza devlet frene bastı
Enflasyonu tek haneye indirme hedefi doğrultusunda parasal sıkılaştırma tedbirleri ile baskılanmaya çalışılan iç talep canlılığını koruyor. İç tüketimdeki artış ivmesi, ikinci çeyrekte büyümeye önemli katkı yaptı. Zincirlenmiş hacim endeksinde yerleşik hane halklarının tüketimi geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,1 arttı. Revize verilere göre söz konusu harcamalarda geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 7,8 olan artış, ikinci çeyrekte yüzde 1,6’ya düşmüş, izleyen iki çeyrekte yüzde 3,2 ve yüzde 4,7 ile ivme kazanmış ve yılın tümünde yüzde 4,3 olmuştu. İç tüketimde bu yılın ilk çeyreğindeki büyüme ise revize veriye göre yüzde 1,6 oldu. Buna göre faiz indirimleri sürecinde iç tüketimde canlanma ikinci çeyrekte ivme kazandı. Cari fiyatlarla GSYH verilerine göre de yerleşik hanelerin tüketim harcamalarının geçen yıl ikinci çeyrekte yüzde 53,7 olan payı, bu yıl aynı çeyrekte yüzde 54,3’e yükseldi. Bu yıl ikinci çeyrekte; kamu ve özel sektör yatırımlarını gösteren gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 8,8 artış kaydederken, devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,2 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, geçen yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 1,7 artarken, (eksi) mal ve hizmet ithalatındaki artış yüzde 8,8’e ulaştı ve net ihracatın milli gelir büyümesine etkisi negatif oldu.
Kişi başı gelir 15.325 dolar
Revize verilere göre üretim yöntemiyle cari fiyatlarla GSYH, 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 64,6 artarak 44 trilyon 587,2 milyar TL’ye çıktı; kişi başına GSYH de 503 bin 76 TL oldu. TÜİK, kişi başı gelir hesabında, ADNKS ile belirlenen nüfus sayısına geçici koruma kapsamındaki Suriyelileri de ekleyerek 88 milyon 629 bin kişi olarak belirlediği yıl ortası nüfus sayısını baz aldı. Buna göre ABD doları cinsinden kişi başı GSYH 15 bin 325 oldu. Bu tutar daha önce 15 bin 463 dolar olarak açıklanmıştı.
Son açıklanan milli gelir verilerinde, haziran sonu itibarıyla son dört çeyreğin toplamında GSYH hacmi ise 1 trilyon 473,7 milyar dolar oldu. TÜİK’in 2024 için belirlediği nüfus sayısının aynı kalması varsayımında kişi başı milli gelir 16 bin doları da aştı. Ancak bu artışta, enflasyon- kur marjı nedeniyle “fiktif” bir zenginleşme algısı yaratan TL’deki değerlenme de etkili. Bir takvim yılında ülkede yaratılan toplam katma değerin parasal karşılığını ifade eden GSYH’nin nüfusa bölünmesi ile hesaplanan kişi başına milli gelirdeki artışta ayrıca nüfus artışının durma noktasına gelmesinin de payı bulunuyor.
Sanayide canlanma işareti
Üretim yöntemiyle GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; üretime, istihdama ve diğer önemli katkıları ile ekonomik bünye açısından en stratejik sektör olan sanayide son dört çeyrekteki atalet, bu yıl ikinci çeyrekte yerini canlanmaya bıraktı. Geçen yıl ikinci çeyrekte yüzde 1,8, üçüncüde yüzde 2,2 küçülen, son çeyrekteki yüzde 0,8’lik düşük büyümenin ardından bu yıl ilk çeyrekte de yine yüzde 1,7 küçülme yaşayan sanayi sektörü ikinci çeyrekte yüzde 6,1 oranında bir büyüme yakaladı. Sanayi sektörü, parasal sıkılaştırma önlemleri ve bu kapsamda yükseltilen faizden, özellikle ihracatçı kesimleri düşük kurdan en fazla olumsuz etkilenen ana sektör olmuştu. Bu yıl ikinci çeyrek verisi, yeniden başlayan faiz indirimleri sürecinin de katkısıyla sanayide daralma eğiliminin aşılmaya başladığına işaret etti.
Tarımda kan kaybı sürüyor
Bu yıl ikinci çeyrekte ana sektörler içinde en olumsuz gelişme ise tarımda devam eden küçülme eğilimi oldu. İlk çeyrekte yüzde 2,1 küçülen sektörde ikinci çeyrekte de yüzde 3,5 küçülme yaşandı. Tarım sektörü geçen yıl görece daha iyi bir performansı ortaya koymuştu. Son yıllarda tarım sektörünü etkileyen iklim koşulları, 2025 yılında da etkili olmaya devam etti. Kuraklık, düzensiz yağış rejimleri ve aşırı hava olayları, özellikle tahıl üretimini olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor. Artan gübre, tohum, pestisit ve enerji başta olmak üzere maliyet artışları tarım sektörünün performansını baskılamaya devam ediyor.
Emeğin milli gelirdeki payında düşüş
Bu yıl ikinci çeyrekte geçen yılın eş dönemine göre işgücü ödemeleri yüzde 42, net işletme artığı/karma gelir ise yüzde 46,3 arttı. Emek kesiminin milli gelirden aldığı payı gösteren işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içinde geçen yılın ikinci çeyrekte yüzde 38,8 olan payı, bu yıl aynı dönemde yüzde 38,4’e geriledi. Sermaye kesiminin milli gelirden aldığı payı gösteren net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 39,5’ten yüzde 40,2’ye yükseldi.