Türkiye ekonomisine 5 koldan tehdit

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ naki.bakir@dunya.com

İsrail’in 13 Haziran’daki saldırısı ve İran’ın karşı­lık vermesi ile harlanan sıcak savaş, tüm dünya ekonomilerinde önem­li dalgalanmalara yol açtı.

De­vamı olasılığına bağlı büyük riskler doğuran savaş, Türki­ye ekonomisini enerji fiyat­larında artış, turizmde dü­şüş, ticaret koridorlarındaki aksama, borsada kayıplar ve sermaye akımlarının durma­sı- sermaye kaçışı şeklinde başlıca 5 koldan tehdit ediyor. Enerji ithalat faturası ve dış ticaret açığında büyüme, dö­vizde artış ve enflasyonun ye­niden azması olasılığı, ekono­mik sorunların ağırlaşmasına davet çıkarıyor.

Piyasalardan ilk tepkiler

İsrail-İran savaşı, dünyada enerji ve altın fiyatlarını artı­rarak enflasyonist baskıyı güç­lendirdi, borsalarda düşüşlere yol açtı. İsrail’in hava saldırıla­rı sonrası Brent petrol fiyatla­rı yüzde 7-14 oranında artarak 78,50 dolara kadar çıktı, daha sonra 73-75 dolar bandına ge­riledi.

Batı Teksas ham petrolü de yüzde 9,1 artışla 74,23 dola­ra ulaştı. İran’ın Hürmüz Bo­ğazı’nı kapatma olasılığı, gün­lük 20 milyon varille küresel petrol arzının yüzde 20’sini riske atmak demek. JP Mor­gan, petrol fiyatlarının 120- 130 dolara çıkabileceği uyarı­sında bulundu. Enerjideki dal­galanma, küresel enflasyon baskısını artırdı, büyüme bek­lentilerini olumsuz etkiledi.

Jeopolitik risklerin art­masıyla yatırımcılar güven­li limanlara yöneldi. Ons al­tın 3.430 dolara, gram altın ise 4.380 TL’ye ulaşarak tarihi zirveleri gördü. Savaş, küresel piyasalarda risk iştahını azalt­tı. ABD’de S&P 500 ve Nasdaq 100 vadeli işlemleri yüzde 1,55 düşüş yaşadı, Wall Street en­deksleri yüzde 1-1,8 geriledi. Asya borsaları, özellikle İsra­il’in saldırıları sonrası sert sa­tışlarla karşılaştı. Kripto pa­ra piyasaları da belirsizlik ne­deniyle dalgalı bir seyir izledi. Güvenli liman talebi altını öne çıkardı. Euro, doların küresel değer kaybıyla yükselişe geçti.

Türkiye en sert etkilenenlerden

Türkiye, enerjide ithalata bağımlılığı ve bölgesel konu­mu nedeniyle krizden sert et­kilendi. BİST 100, dünya bor­saları arasında en sert düşüşü yaşadı ve yüzde 3,5-4,06 ka­yıpla 9.065-9.133 puan aralığı­na geriledi. Ulaştırma sektörü hisseleri sert düştü, enerji ve havacılık hisseleri dalgalan­dı. Gerginliğin devamında en­deksin 8.500’e kadar ineceği belirtiliyor.

Dolar/TL kuru, bir anda 39,60 TL’ye sıçradı, ardından 39,40 TL’ye geriledi. Euro/TL ise 45,85 TL’ye yükseldikten sonra 45,50 TL’de dengelendi. Türkiye’nin yüzde 92 oranın­da ithalata bağımlılığı, petrol fiyatlarındaki artışın enflas­yonu yüzde 2-3 oranında artır­masına yol açabilecek. Petrol fiyatlarındaki yükseliş, Türki­ye ekonomisi üzerinde baskı­yı artıracak. Artan jeopolitik riskler, Türkiye’nin risk pri­mini (CDS) 328 baz puana çı­kararak borçlanma maliyet­lerini artırdı. BİST’teki kayıp, döviz kuru sıçraması ve enf­lasyon riski, şimdiden ekono­mik istikrarı tehdit ediyor.

Türkiye ekonomisini neler bekliyor?

Türkiye ekonomisine etkile­rini, süresi ve derinliği belirle­yecek olan savaşın izleyen dö­nemde temel alanlardaki doğ­rudan dolaylı olası etkilerine ilişkin şu görüşler öne çıkıyor:

İran’la ticaret: 2012’de 22 milyar dolara kadar çıkmış olan ticaret hacmi ambargo­lar ve pandemi gibi nedenler­le son yıllarda geriledi. Hacim 2024 yılında 5,7 milyar dolara kadar düştü. Bunun da 3,2 mil­yar dolarını Türkiye’nin ihra­catı, 2,5 milyar dolarını itha­latı oluşturuyor. İthalatta en büyük pay enerji ürünlerinin. İran, Türkiye’nin doğal gaz ve petrolde başta gelen tedarik­çileri arasında.

Savaş, İran’ın Mahşehr bölgesinde kurulu ve ülkedeki azot ve fosfatlı gübre ve kimyasalların üretiminde en önemli fabrikalardan biri olan Razi Petrokimya Komp­leksi gibi Türkiye’ye ait stra­tejik yatırımları riske atabile­cek. Tesis, GÜBRETAŞ kon­sorsiyumunca 2018’de 680 milyon dolara satın alınmıştı. Savaşın uzaması tesisin üre­tim kapasitesi ve Türkiye’nin tarımsal üretim maliyetlerini olumsuz etkileyecek.

İsrail’le ticaret: İki ülke ticaret hacmi 2022’de 10 mil­yar dolara yaklaşmıştı. Türki­ye, İsrail’in Gazze’deki askeri eylemleri ve Filistin halkına yönelik politikalarına kamu­oyunda artan tepkileri yatış­tırmak amacıyla, bu ülke ile tüm ihracat ve ithalat işlem­lerini 2 Mayıs 2024 itibarıyla durdurdu.

Ancak, çatışmala­rın bölgesel lojistik yollarını etkilemesi, özellikle Hürmüz Boğazı gibi stratejik ticaret koridorlarında güvenliğin azalması, Türkiye’nin Asya ile enerji ve sanayi hammad­desi ticaretini sekteye uğra­tabilecek. Bu durum, navlun maliyetlerini ve risk sigorta­larını artırarak Türk lojistik şirketlerini olumsuz etkileye­cek. Bu arada Filistin’e ihra­cat İsrail limanları üzerinden gerçekleşiyor. Yeni süreç Fi­listin’e ürün sevkiyatını kar­maşıklaştıracak. İsrail’le dış ticaretin kesilmesi sonra­sı 2024’te Filistin’e ihracatta kayda değer bir artış yaşanır­ken; Türkiye’nin İsrail ile tica­retinin Filistin üzerinden sür­düğü iddiaları ise tartışmalı bir konuyu oluşturuyor.

Genel dış ticaret: Çatış­maların devamı, küresel eko­nomik belirsizlikleri artırarak Türkiye’nin dış ticaret açığını ve enflasyon baskısını derin­leştirecek. Ayrıca düşük em­tia fiyatlarının enflasyonu dü­şürücü etkisi, savaş yüzünden tersine dönebilecek.

Turizme etkiler: Savaş genel güvenlik algısını sar­sarak Türkiye’ye turist akışı­nı olumsuz etkileyecek. 2023 Gazze çatışmaları sırasın­da benzer bir gelişme yaşan­mıştı. Çatışmaların büyüme­si, özellikle İran ve diğer Or­tadoğu ülkelerinden gelen turist sayısında azalmaya yol açacak. Gerilimin, havacı­lık hisselerinde sert kayıpla­ra yol açtığı, THY ve TAV Ha­valimanları gibi şirketlerin BIST’te değer kaybı yaşadı­ğı dikkati çekiyor. İsrail’deki Ben Gurion Havalimanı’nın uçuşlara kapatılması gibi ge­lişmeler ise bölgesel uçuş ro­talarını ve Türkiye’nin transit turizm gelirlerini olumsuz et­kileyecek.

Enerji fiyatları: Petrol fi­yatlarındaki artışlar doğru­dan enflasyonu etkileyecek. Söz konusu artışlar doğal gaz faturalarına gecikmeli de olsa yansıyacak. Türkiye yıllık 55 milyar metreküp doğal gaz tü­ketiminin yüzde 99’unu ithal ediyor. İran’ın Güney Pars do­ğal gaz sahasına yönelik sal­dırılar, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini tehdit ediyor.

Enflasyon ve döviz ku­ru: 2022’de Brent petrol fiyatı 101 dolar olduğunda 96,6 mil­yar dolara çıkan Türkiye’nin enerji ithalat faturası, 2023’te petrol 82 dolara gerileyince 69,1 milyar dolara düşmüş­tü. Savaşın büyümesi, bu fa­turayı yeniden yükseltecek. Petroldeki artış, Türkiye’nin enerji ithalat faturasını ka­bartarak enflasyonist baskı­yı artıracak. Artan jeopolitik risklerin Türkiye’nin risk pri­mini (CDS) yükselmesi ise dö­viz kurları ve borçlanma mali­yetlerini artıracak faktör.

Altın fiyatları: Türki­ye’nin her yıl 100 bin tondan fazla altın ithal etmesi, altın fiyatlarındaki yükselişe ve dış ticaret açığını büyütmesi­ne neden oluyor. Sıcak savaş­la birlikte hızla artışa geçen altın fiyatlarındaki yükseli­şin devam edebileceği ve ya­tırımcıların diğer araçlardaki yatırımlarını savaş, kriz gibi durumlarda en güvenli liman görülen altına yöneltmeye de­vam edeceği bekleniyor.

Borsaya etkiler: Sava­şın başlaması ile ciddi kayıp­lar yaşayan BİST 100’deki kan kaybının gerilimin aşılmama­sı durumunda devam etmesi bekleniyor. Türkiye’nin 5 yıl­lık kredi risk priminin (CDS) 328 baz puanla bir yılın zirve­sine ulaşması da gerginliğin devamı durumunda borsada­ki satışların derinleşebilece­ğine işaret ediyor.

Türkiye krizi fırsata çevirebilir mi?

Savaş, ekonomik ve jeopolitik açıdan büyük risk ve tehditler doğururken, Türkiye’nin proaktif bir diploması izlemesi durumunda krizden fırsatlar çıkarabileceği görüşü de dile getiriliyor. Türkiye’nin çatışmayı diplomatik yollarla sonlandırma çabalarına öncülük etmesi gerektiği, diplomatik arabuluculuk rolü ve stratejik konumunun, uzun vadede fırsatlar sunabileceği ifade ediliyor.

Bazı analistler, İran’ın dışlanması durumunda Türkiye’nin doğu-batı enerji koridoru olarak önem kazanabileceğini ve Yeni İpek Yolu’nda kilit bir ülke haline gelebileceği görüşünü savunuyor. Türkiye’nin hem İran hem de İsrail ile iletişim kanallarına sahip olması ise diplomatik arabuluculuk rolünü güçlendirebilecek, bölgesel prestijini artırabilecek bir husus.

Türkiye ekonomisine 5 koldan tehdit - Resim : 1

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Tüketimde ziynet etkisi 14 Temmuz 2025
Reel kredi genişlemesi 08 Temmuz 2025