Türkiye’nin az gelişmişlik sorunu: Kader mi? Sonuç mu? Çözümsel yaklaşımlar

Az gelişmişlik, yalnızca düşük milli gelir veya yetersiz sanayi üretimi ile açıklanabilecek bir olgu değildir; aynı zamanda eğitim düze­yi, toplumsal değerler, kültürel ser­maye ve kurumsal işleyişin niteli­ğiyle doğrudan bağlantılı, çok bo­yutlu bir sorundur.

Türkiye, yüz yılı aşkın süredir modernleşme ve kal­kınma hedeflerini gündeminde tut­masına rağmen, hâlen “gelişmekte olan ülkeler” kategorisinde kalma­ya devam etmektedir.

Dönemsel bü­yüme dalgaları ve ekonomik sıçra­malar yaşansa da yapısal zafiyetler, bu yükselişlerin kalıcı kalkınmaya dönüşmesini engellemektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği, teknoloji üretimin­deki zayıflık ve hukukun üstünlüğü konusundaki eksiklikler bu tablonun temel taşlarıdır. Bu nedenle az gelişmişliği anlamak için salt ekono­mik göstergelere bakmak yeterli de­ğildir; aynı zamanda sosyolojik dina­mikler, kültürel değerler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kurumsal kapasi­te gibi alanların da derinlemesine ele alınması gerekmektedir

Dönemsel ekonomik karşılaştırmalar

-1950’ler – 1980’ler: Tür­kiye’nin kişi başına milli geliri 1960’larda 400–500 $ seviyesin­deyken, Yunanistan 1.000 $, Güney Kore 300 $ seviyesindeydi. Türki­ye, Kore’nin önünde başlamasına rağmen teknolojiye dayalı sanayi­leşmeyi başaramadı.

-1980–2000: Kore, Ar-Ge ve eğitime yaptığı yatırımlarla kişi başına 10.000 $ seviyesine çıkar­ken Türkiye 4.000 $ seviyesinde kaldı. Türkiye’nin büyümesi da­ha çok inşaat ve iç tüketime, Ko­re’ninki yüksek teknoloji ihraca­tına dayandı.

-2002–2013: Türkiye kişi ba­şına 12.500 $ ile zirve yaptı ancak bu artışın temel kaynağı dış borç ve portföy yatırımlarıydı. Aynı dönemde Kore 25.000 $, İspanya 30.000 $ seviyesine ulaştı.

-2025 itibarıyla: Türkiye 10.800 $, Kore 36.000 $, İspanya 34.000 $ seviyesinde. Türkiye hâ­len “orta gelir tuzağında”.

Sosyolojik ve kültürel temelli karşılaştırmalar

-Eğitim ve insan sermayesi

-Türkiye’de PISA 2022 test sonuçları: OECD ortalamasının altında, özellikle matematik ve okuma becerilerinde ciddi açık var.

-Kore’de eğitime verilen önem, toplumsal bir değer. 1970’lerden itibaren “her evde en az bir üniversite mezunu” politikası ile insan sermayesi güçlendirildi.

-Türkiye’de ise eğitimde fırsat eşitsizliği, nitelikli okul yetersizliği ve beyin göçü, kal­kınmayı sınırlıyor.

2 Çalışma kültürü ve verimlilik

-Kore’de çalışma kültürü “di­siplin, kolektif sorumluluk ve tek­noloji üretimi” ekseninde gelişti.

-Türkiye’de işgücü verimliliği OECD ortalamasının %60 altın­da. Uzun çalışma saatlerine rağ­men düşük üretkenlik, plansız ya­tırımlar ve kayıt dışı ekonomi bun­da etkili.

3 Kurumsal yapı ve hukuk

-Türkiye, Hukukun Üstünlü­ğü Endeksi’nde 140 ülke arasında 117. sırada.

-Güney Kore 28., İspanya 25. sırada.

-Kurumsal zayıflık, yatırım­cı güvenini azaltıyor; yolsuzluk ve liyakat eksikliği toplumsal güveni zedeliyor.

4 Kültürel sermaye ve modernleşme

-Kore, kültürel modernleşme­yi yerli değerlerle uyumlu biçimde sağladı; “K-pop, teknoloji, disiplin” üçgeniyle küresel marka oldu.

-Türkiye’de ise modernleşme ile gelenek arasında sürekli bir gerilim var. Bu durum kültürel enerjiyi üretken alanlara değil, siyasi ve ideolojik çatışmalara yönlendiriyor.

Derinlemesine çözüm önerileri

-Ekonomik reformlar

*Sanayi politikası: Kat­ma değerli üretim için teşvikler, Ar-Ge harcamalarını GSYH’nin %3 seviyesine çıkarmak.

-Vergi adaleti: Dolaylı ver­gilerin (%70 oranındaki KDV-ÖTV ağırlığı) azaltıl­ması, gelir vergisinin güçlen­dirilmesi.

-Dışa bağımlılığı azalt­ma: Cari açık yerine ihracata dayalı, yüksek teknolojili bü­yüme.

2 Sosyolojik reformlar

-Eğitim reformu: Ezberci sistem yerine eleştirel düşünce, STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) odaklı müfredat.

-Beyin göçüyle mücadele: Yüksek yeteneklilere kariyer ve araştırma desteği.

-Toplumsal cinsiyet eşitli­ği: Kadınların işgücüne katılımı (%34) OECD ortalamasına (%60) çıkarılmalı.

3 Kültürel ve kurumsal reformlar

-Liyakat sistemi: Kamu ve özel sektörde işe alımlarda şeffaf­lık ve performans kriterleri.

-Hukukun üstünlüğü: Yatı­rımcı ve birey için güven ortamı.

-Kültürel sermaye geliş­tirme: Sanat, medya ve kültü­rel üretim alanlarının özgürleş­mesi, küresel rekabetçi kültür endüstrileri yaratmak.

Sonuç

Türkiye’nin az gelişmişliği yal­nızca ekonomik değil, aynı za­manda sosyolojik ve kültürel bir sorundur.

-Güney Kore örneği, aynı ekonomik başlangıçtan tekno­loji ve eğitim odaklı politika­larla 40 yılda üst lige çıkılabi­leceğini göstermektedir.

-İspanya örneği, Avrupa Birli­ği üyeliği ve kurumsal reformlar­la siyasi istikrarın ekonomik kalkınmayı desteklediğini ka­nıtlamaktadır.

Türkiye’nin çıkışı, yüksek kat­ma değerli üretim + güçlü ku­rumlar + toplumsal kültürel dönüşüm üçgenine bağlıdır. Ak­si halde ülke, dönemsel büyüme dalgalarına rağmen “orta gelir tu­zağı” ve “az gelişmişlik” kıskacın­da kalmaya devam edecektir.

Son sözler

“Akıllı insanlar daima sessiz olanlar değil, ne zaman sessiz ka­lınacağını bilenlerdir.” Konfüçyus

“Güç bir aynadır. İnsanlar zayıfken erdemli görünür, çünkü seçim şansları yoktur.” Platon

Yazara Ait Diğer Yazılar