Ücretleri baskılayarak enflasyonla mücadele: 2026’ya doğru yeni strateji

Türkiye son iki yıldır yüksek enflasyonla mü­cadelede farklı bir yöntem izliyor: Ücretle­ri hedeflenen enflasyona göre artırarak fiyat ar­tışlarını baskılamak. Bu strateji, Merkez Ban­kası’nın 2025–2026 için belirlediği hedefler ışığında daha net görünür hale geliyor.

2025’te ücretler nasıl belirlendi?

2025 yılı başında hükümet, asgari ücrete yüz­de 30 oranında artış yaptı. Bu oran, Merkez Ban­kası’nın yıl sonu için öngördüğü yüzde 30’luk enflasyon hedefine paralel olarak belirlendi. Ancak bugün gelinen noktada, Merkez Bankası 2025 enflasyon beklentisini yüzde 24–29 aralı­ğına çekmiş durumda. Yani asgari ücret artışı, mevcut tahminlere göre hedeflenen enflasyo­nun biraz üzerinde kaldı. Memur ve emekliler için de aynı mantık geçerli: Artışlar toplu söz­leşme + hedeflenen enflasyon farkı çerçevesin­de belirlendi. Eğer yıl sonunda gerçekleşecek enflasyon yüzde 30 civarında olursa, memur ve memur emeklileri ile SSK–Bağ-Kur emeklileri­ne yüzde 10–12 civarında ek fark ödenmesi gün­deme gelebilir.

2026’ya girerken ne bekleniyor?

2026 için Merkez Bankası’nın resmi hede­fi yüzde 12 enflasyon. Ancak beklentiler bunun bir miktar üzerinde, yüzde 15 civarında şekille­niyor.

Bu durumda:

lAsgari ücret artışı: 2026 başında yüzde 15 civarında (maksimum yüzde 20) artış bekleni­yor.

lMemur ve emekli artışları: Yine hedeflenen enflasyona yakın bir seviyede belirlenecek. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Hükümet, ücret ar­tışlarını 2026’da da hedef enflasyona paralel şe­kilde tutarak fiyatları baskılamaya çalışacak.

Bu politikanın amacı ne?

Ücretlerde sınırlı artış yaparak:

lMaliyet enflasyonu azaltılmak isteniyor. (İşçilik maliyetlerinin fiyatlara yansımasının önüne geçmek.)

lTalep tarafı kontrol altına alınmak isteni­yor. (Alım gücü artmazsa tüketim sınırlı kalı­yor.) Fiyatlama davranışları üzerinde baskı ku­ruluyor. (Şirketler de fiyat artış beklentilerini aşağı çekiyor.)

Bedeli kim ödüyor?

Bu strateji enflasyonun düşmesine katkı sağ­layabilir. Ancak:

lAlım gücü zayıflıyor. Ücretler ‘hedef enf­lasyona’ göre artarken, gerçek enflasyon yüksek kalırsa çalışanlar reel kayıp yaşıyor.

lGelir dağılımı bozuluyor. Ücretliler enflas­yon karşısında korunamazken, sermaye kesimi görece avantajlı konuma geçiyor.

Sonuç: 2026’da nereye varılacak?

2025 yılı büyük ihtimalle yüzde 24–29 arası enflasyonla tamamlanacak. 2026’da ise çift ha­neli enflasyondan tek haneye iniş hedefleniyor. Bu yolda hükümetin en büyük aracı ücret artış­larını baskılamak olacak. Enflasyon düşse bi­le bu yöntem, çalışan kesimin satın alma gücü­nü ciddi biçimde sınırlıyor. Özellikle asgari üc­retliler ve emekliler, bu süreçte en çok etkilenen gruplar olmaya devam edecek.

Kısacası:

2025’te uygulanan ‘hedef enflasyona paralel ücret artışı’ politikası, 2026’da da devam ede­cek. Bu strateji enflasyonu düşürmede etkili ola­bilir ama bunun maliyeti, çalışanların cebinden çıkıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar