Ülkede 8,5 milyon konut boş tutuluyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, peşinat ve kredi gibi yükümlülükleri karşılayamayan yurttaşları konut sahibi yapma amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Emlak Konut GYO iş birliğiyle “Gayrimenkul Sertifikası” uygulamasını başlatırken, nüfusta ev sahibi-kiracı dengesinin son yıllarda aşırı derecede bozulduğu belirlendi.
Fahiş kiralar sorunu sosyal bünyede kanayan bir yaraya dönüşürken, aynı zamanda Türkiye’nin düşürmek için iki yıldır sıkı para politikası uygulamasına yol açan yüksek enflasyon sorununa da büyük oranda kaynaklık ediyor. Sektöre ilişkin çok yönlü veriler ise Türkiye’de özellikle konutun gözde yatırım aracına dönüştüğü son on yılda yatırımcı tip alıcıların piyasayı domine ettiği, bu süreçte satılamama ya da sahiplerinin özellikle satmayarak elde tutmaları nedenleriyle boş konut stokunun hızla büyüdüğünü, buna karşılık giderek ağırlaşan kredi maliyetleri yüzünden ev sahibi olmanın aşırı zorlaşmasının kiracı nüfusu ve buna bağlı olarak kiraları aşırı yükselttiğini ortaya koyuyor.
Milyonlarca boş konut
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Marmara Depremi’nin 25’inci yılı dolayısıyla geçen yıl ağustos ayında AA’ya yaptığı açıklamaya göre Türkiye’deki konut sayısı 36 milyonu bağımsız birim olmak üzere 31 milyon civarında. Bağımsız birim, kat mülkiyeti veya irtifakı kurulmuş ana taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına oturulabilir bölümlerini ifade ediyor.
Buna karşılık Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) belirlemelerine göre 2024 sonu itibarıyla 86,7 milyon olan nüfus ve 3,11 kişi olan ortalama hane büyüklüğü baz alındığında ikamette olan toplam konut sayısı ise 27,5 milyon dolayında. Konut sayısının aynı kaldığı varsayılsa bile 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 8,5 milyon konutta ikamet edilmiyor. Son yıllarda fahiş biçimde artan fiyatlar ve yüksek faizler nedeniyle aşırı pahalı kredi maliyetleri yüzünden ikamet için konut edinemeyen yurttaş sayısındaki artış paralelinde kiracılık oranı giderek yükselirken, üretilip satılan konutların da büyük bölümü, yatırım amaçlı konut alıp stoklayan varlıklı küçük azınlığın elinde toplanıyor.
Son yıllarda denenen çeşitli önlemlere rağmen fahiş kira bedelleri sorununun önüne geçilemezken, sosyal konut yapımına hız vereceklerini açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten “Kira zammı sorununu faizle değil konut arzını artırarak çözeceğiz” açıklaması geldi. Uzmanlar ise soruna köklü çözüm için boş tutulan konutlardan daha yüksek vergi gibi önlemlerin de yararlı olabileceğini dile getiriyor.
Kiracılıktaki hızlı artış
TÜİK “İstatistiklerle Aile” araştırmasına göre ev sahibi ailelerin 2014’te yüzde 61,1 olan oranı 2024’te yüzde 56,1’e kadar düştü. Ancak bu veri, oturduğu evin sahibi olanların oranını gösteriyor, birden fazla konutu olanların oranını vermiyor. Bu dönemde kiradaki nüfus oranı ise yüzde 22,1’den yüzde 28’e çıktı. 2024 itibarıyla hane halklarının yüzde 15’inin de oturdukları konutun sahibi olmamakla birlikte kira ödemediği belirlendi.
Bu kesimin ise ailesine ait bir evde oturanlar olduğu tahmin ediliyor. Hane halklarının yüzde 0,9’luk bir bölümü ise lojmanda oturuyor. Bu oranlara göre 2024 itibarıyla 48 milyonun üzerindeki nüfus mülkiyeti kendine ait evlerde oturuyor, zorunlu kiracı durumundaki bireylerin sayısı ise 24 milyon dolayında. Ortalama hane halkı büyüklüğünün 3,11 kişi olduğu baz alındığında kendine ait evde oturan aile sayısı 15,5 milyon, kiracı konumundaki hane sayısı da 7,7 milyon.
2014-2024 arasında Türkiye nüfusu yaklaşık 8 milyon kişi artarken, kiradaki nüfustaki artış 6,8 milyon kişi oldu. Buna karşılık aynı dönemde mülkiyeti kendine ait konutlarda ikamet edenlerin sayısı sadece 586 bin, kira vermeyen ve lojmanda oturanların sayısı da 568 bin kişi arttı. Buna göre son on yılda nüfusa eklenen her 100 kişiden yaklaşık 85’i kiracı oldu. Ortalama hane büyüklüğüne göre kiradaki hanelere bu dönemde 2,9 milyon yeni hane eklendi.
Yatırımcı alıyor, kiracı kalıyor
TÜİK’in konut satışlarına ilişkin veri setinin başlangıç yılı olan 2013’ten bu yana Türkiye’de yıllık 1,2-1,5 milyon adet arasında seyreden konut satışlarında, kiracılığı azaltacak ikamet amaçlı alımlarla, yatırım amaçlı alımlarının payları çarpıcı biçimde değişti. Banka kredisi ile (ipotekli) ikamet amaçlı alımların payı hızlı düşerken, konutu bir yatırım aracı olarak değerlendirip varlık stoklayan kesimin alımlarının payı belirgin biçimde arttı.
2013’te ilk el ipotekli konut satışlarının toplam satışlarda yüzde 17,6 olan payı 2024’te yüzde 2,6’ya düştü. Bu dönemde banka kredisiyle alınan 2’nci el konutların payı da yüzde 22,1’den yüzde 8,1’e ve böylece toplam kredili satışların toplamdaki payı yüzde 39,8’den yüzde 10,7’ye indi. Peşin para veya banka kredisi dışındaki yollarla alımı yapılan ilk ve 2’nci el konutların toplam satışlardaki payı ise bu dönemde yüzde 60,2’denen yüzde 89,3’e yükseldi.
İpotekli satışlarda oransal bazda görece hareketlenme yaşanan bu yılın ilk altı ayında satılan 691 bin 893 konuttan yalnızca yüzde 3,5 oranındaki 24 bin 446’sını banka kredisiyle alınan ilk el konutlar oluşturdu. Ocak-haziran döneminde banka kredisiyle alınan ikinci el konutların adedi 78 bin 644, bunun toplam satışlardaki payı da yüzde 11,4 oldu. Buna göre ilk yarıdaki satışların yüzde 14,9 oranındaki 103 bin 90 adedi kredi ile satın alındı. Altı ayda satılanların 588 bin 803 adetle yüzde 85,1’ini peşin ya da diğer finansman yöntemleriyle alınan ilk ve ikinci el konutlar oluşturdu.
Kiralardaki astronomik artış
2015-2025 döneminde Türkiye konut kiralarındaki rekor artışla dünyaya fark attı. OECD’nin Konut Fiyat (Housing Prices) endeksine göre Türkiye’de 2015 ortalamasında 100 kabul edilen kira değeri 2025’in 2’nci çeyreği itibarıyla 1.452,3’e yükseldi. Buna göre Türkiye’de kiralar bu dönemde ortalama yüzde 1.352,3 oranında (13,5 kat) artış kaydetti. 2015 yılında 2 bin 500 lira olan konut kirası ortalama 36 bin 306 liraya, o tarihte 5 bin lira olan lüks bir konutun kirası da yaklaşık 72 bin 613 liraya çıktı. Aynı dönemde, OECD ortalamasında artış ise yüzde 47,7 olurken, kiraların yüzde 104,5 arttığı Macaristan dışında artışın bir kata ulaştığı başka OECD ülkesi bulunmuyor. Diğer OECD ülkelerinde bu dönemdeki kira artışları ise yüzde 0,1’le yüzde 82,1 arasında değişiyor.
Gayrimenkul sertifikası ne getirecek?
TOKİ ve Emlak Konut güvencesiyle başlatılan sistemde, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) denetiminde 4-8 Ağustos tarihleri arasında talep toplama yoluyla ve 7 lira 59 kuruş fiyatla halka arz edilecek olan gayrimenkul sertifikaları 11 Ağustos’tan itibaren Borsa İstanbul’da (BIST) işlem görecek. Satışta alt veya üst limit bulunmuyor.
İlk uygulama, İstanbul Başakşehir’de yapılacak 5 bin 325 konutluk Damla Kent Evleri projesiyle başlıyor. İlk etapta 1.540 konut için sertifika satılacak. İnşaat 1 Ekim’de başlayıp 4 Şubat 2029’da bitirilecek. Gayrimenkul Sertifikası yatırımcılarına üç ayrı kazanç modeli sunuyor. Yatırımcılar belirli sayıda sertifika biriktirerek doğrudan konut sahibi olabilecek (asli edim).
Bu süreç 5 Şubat 2026- 4 Ağustos 2028 tarihleri arasında işleyecek. Yeterli sayıda sertifikaya ulaşamayan yatırımcılar, proje sonunda açık artırmayla satılan konutlardan elde edilen gelirden pay alacak (tali edim/ gelir ortaklığı). Satılamayan konutlar TOKİ tarafından ekspertiz değerinin yüzde 80’i oranında satın alınacak. Nakit ödemeler 8 Ağustos 2029’da yapılacak. Sertifikalar, Borsa İstanbul’da işlem görerek yatırımcılara diledikleri anda alım satım yapma ve fiyat artışından kazanç elde etme imkânı tanıyor. Bu modelin önümüzdeki dönemde Türkiye’nin farklı illerindeki projelerde de yaygınlaştırılması hedefleniyor.

