UTMB® World ile Kaçkarlar’ın zirvesinde spor diplomasisi
Dünyanın en prestijli ultra trail maratonu UTMB® World Series’in Türkiye ayağı “Kaçkar by UTMB” sporun evrensel dili sayesinde 43 ülkeden 1289 sporcuyu aynı coğrafyada buluşturdu. Katılımcılar, Kaçkar Dağları’nın tarihi yaylaları, derin vadileri ve bulutların arasına gizlenmiş güzellikleri arasında koşarken, her adımda hem doğayı hem kendilerini yeniden keşfetti.
Rize’nin hedefi 618 milyar dolarlık küresel spor turizmi pazarı
Fortune Businessinsights’e göre, küresel spor pazarı çok agresif büyüyor. 2032’de 2,089 trilyon dolar olması öngörülüyor. UTMB Group CEO’su Frédéric Lénart’ın, “Trail koşusu dünyada her yıl yaklaşık %12 büyürken Türkiye’de bu oran %40 seviyesinde. Bu potansiyeli görerek Kaçkar’ı seçtik” sözleri Kaçkarların gelecekte dünyanın en önemli dağ sporları merkezlerinden biri olarak dünya spor turizmi pazarından önemli bir pay alabileceğinin kanıtı.
UTMB’nin yıllık geliri 31,5 milyon dolar
Türkiye’nin doğasını, yerel kültürünü ve marka anlatısını küresel sahnede görünür kılan “Kaçkar by UTMB” ile spordan, yarıştan öte bir spor diplomasisi vakasına tanıklık ettik. Etkinlik geleneksel turizm tanıtımının ötesine geçip “insani diplomasi” ve “soft power” unsurlarını tetiklerken, spor/agrourizm entegrasyonu olasılıklarını gözler önüne serdi.
Kaçkar by UTMB’in reklam etki analizi milyonlarca dolarlık
Kaçkarlardaki patika koşusu hem gönülleri hem de Türkiye marka algısını ziyadesiyle doyurdu. Eurosport ve sosyal medya aracılığıyla Kaçkar’ın görselleri/ öyküleri yüzbinlerce kez gösterildi, milyonlarca dolarlık tanıtım etkisi yaratıldı. 5 bin nitelikli ziyaretçi, bölge ekonomisine doğrudan katkı sağladı. Sponsorların verdiği her destek kuruşu kuruşuna hak edildi. Şaşalı otellerde yapılan sözde sürdürülebilirlik zirvelerinden binlerce kat sürdürülebilirlik algısı işlendi, organik sonuçlar yaratıldı.
Spor turizmi ile agro diplomasi
Sporcular, “Şimşir ağaçları, Kafkas arı ırkının vızıltıları eşliğinde bulutların ülkesi Hemşin’in benzersiz güzellikleriyle” paha biçilemez anların yaşanmasına tanıklık etti. Kamunun bölgeyi “dağ sporlarının merkezi yapma” hedefinin ne denli başarılı olduğu ortaya konuldu. Üç gün boyunca bölgeden dünyaya aktarılan renkler, sesler, tarımsal değer ve ritüeller Türkiye’nin marka değerini desteklerken “Made in Türkiye” tarımsal ürün algısı için yeri doldurulamaz katkılar sundu. Yurt dışı fuarlarda yanarlı dönerli Türk mutfağı tanıtımından çok daha fazlası yerel tarımsal ritüellerin, benzersiz hikâyelerin anlatımıyla sağlandı.
15 milyar dolarlık doğa sporları pazarı hızlı büyüyor
Agroturizm, eko-turizm altyapısının genişlemesi, sosyal medya etkisi, doğa sporlarına katılımı hızlandırıyor pazarın büyümesine katkı sunuyor.
Türkiye’nin 61,1 milyar dolarlık turizm gelirinin artırılması için spor turizmi potansiyellerle dolu
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre, spor tabanlı turizm, turizmde en hızlı büyüyen sektör. Futbol, pazarın yüzde 30, 97’sine sahip olsa da doğa temelli sporlara ilgi her geçen gün artıyor. Sponsorluk pazarı büyüklüğü 115 milyar dolar. TURSAB’a göre spor turizmi için gelenler diğer turistlere oranla iki katı para harcıyor.
Kaçkarların doğal güzellikleri Fransa’daki Chamonix’i tahtından edebilir
Kaçkar by UTMB Yarış Direktörü Johan Essl’in “sporcularımızdan aldığımız geri bildirimler, “parkurun hem zorluğu hem de güzelliğiyle onlara unutulmaz bir deneyim yaşattığını gösteriyor” açıklaması gelecekte Kaçkarların, dünyanın en saygın dağ sporu merkezlerinden Fransa’daki Chamonix ile yarışacağının sinyalini verdi.
Kaçkarlardaki her adım Türkiye’yi dünyaya tanıttı
Sporcuların “vahşi, bakir ve teknik” olarak tanımladığı patika yollarıyla ilgili sosyal medyadaki heyecan verici binlerce duygusal paylaşım, Türkiye için altın değerinde bir PR etkisi yarattı.
Dağlarda “insani diplomasi”
Velhasıl, UTMB Türkiye ayağı için yoğun çaba sarf eden Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Dışı İlişkiler Genel Müdürü Ahmet Temurci’nin “UTMB spordan daha fazlası insani diplomasi” benzetmesinin ne demek olduğunu yarışları izledikten sonra anladım. Programa emeği geçen tüm paydaşlar, bakanlıklar, yerel halk, sel felaketiyle sınanan bölgenin yaralarını saran AFAD ekibi üç gün boyunca “insani diplomasinin” en şahane örneğini sergileyerek. Ülke tanıtımının sadece masa başında, fuarlarda olmadığını gösterdi. İşbirliğinin, stratejinin, ülke marka algısı için ne denli önemli olduğunu ortaya koydu. Sporcuların elindeki çay bardağı, başlangıç çanından önceki horon, onlarca yerel değer, ritüel ve dostluk doğanın benzersiz zorluklarıyla birleşti nefes kesici bir tanıtım aracına dönüştü. Benim gibi her Hemşinliye unutulmaz anılar yaşattı.