Yoğun hafta nispeten sakin geçti

Hafta açılırken, gündem maddesi sayısı oldukça fazlaydı. Dışarıda ECB faiz kararı ve Fed toplantı tutanakları ile içeride de ekonomik reform paketi konusunda gelecek açıklamalar bekleniyordu. Haftanın sonuna yaklaşırken piyasalarda volatilitenin sınırlı kaldığı söylenebilir. ECB malumun ilanı şeklinde 2019 yılının geri kalanında faiz artırımı yapmayacaklarını belirtti. Resesyon tehdidi görmediklerini belirtseler de İtalya’nın teknik anlamda resesyonda olduğu ve AB lideri Almanya’nın da resesyonun kıyısında dolaştığı bir ortamda bu da pek altı doldurulabilecek bir iddia değil.

Henüz 2018 sonu ile 2019 başı arasındaki 180 derece şahin-güvercin dönüşümünü hazmetmeye çalıştığımız Fed de pek farklı bir profil çizmedi. Üyelerden bir kısmının fikrim iki yönde de değişebilir şeklinde açıklama yapması finansal piyasalar ile iletişimin bir süre daha sıkıntılı kalacağına işaret ediyor. Fed bir artırım daha “gerekirse” yapabilirim derken, piyasa fiyatlaması aralık ayında ilk indirimin geleceğine %55 ihtimal veriyor. Gelişmiş bir ülke MB açısından yakın zamanlarda pek görmediğimiz bir asimetri söz konusu.

Diğer taraftan AB liderler zirvesinde Macron’dan gelen muhalefete karşın İngiltere’nin Brexit konusunda 30 ekim tarihine kadar erteleme hakkı elde etmesi sorunun çözümü adına değil ama mali piyasaların odak noktasından bir süre de uzaklaşılması adına kısmen olumlu kabul edilebilir. İngiltere’de mevcut parlamento dinamiğinde muhalefetin uzlaşmaya yanaşmayan tutumu ile beraber sorunun çözümü oldukça zor gözükmekte, dolayısıyla yeni bir erken seçim ya da Brexit referandumunun yenilenmesi gibi bir gelişme yılın devamında gündeme gelebilir.

İçeride açıklanan reform paketinin ise özellikle ülkemizin risk priminin azalması ve dış piyasalar ile güven tazelenmesi anlamında önemli katkıları olabilir, tabii belirtilen projelerin alt detaylarının kamuoyu ile önümüzdeki günlerde paylaşılması ile piyasalarda özellikle sektörel bazda daha somut fiyatlamalar görebiliriz.